Tüberkülozdan korunmak mümkün
Türk filmlerindeki "ince hastalık" replikleriyle hafızalarda yer eden tüberküloz; diğer adıyla verem, eskisi kadar korkulan bir hastalık olmasa da can almaya devam ediyor. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hazırladığı 2023 Küresel Tüberküloz Raporu’na göre 2022’de 7,5 milyon kişiye tüberküloz tanısı koyuldu ve 1,3 milyon kişi yaşamını yitirdi. İşte bu nedenle hastalığa neden olan basilin keşfedildiği 24 Mart günü “Dünya Tüberküloz Günü” kabul edilerek hastalığa dikkat çekiliyor.
Peki, verem hangi belirtilerle kendini belli ediyor? Kimlerde görülme riski daha yüksek? Korunmak mümkün mü? İşte tüm bu sorulara Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Uzm. Dr. Cansu Yıldız’la yanıt aradık.
Bulaşıcı bir hastalık
“Tüberküloza ‘mycobacterium tuberculosis’ isimli bir basil neden oluyor” diyen Uzm. Dr. Yıldız, veremi insandan insana hava yoluyla bulaşan, en sık akciğerlerde olmak üzere tüm organları etkileyen bulaşıcı bir hastalık olarak tanımlıyor.
Ancak her verem mikrobu bulaşan kişide hastalık gelişmediğini ifade eden Uzm. Dr. Yıldız, şöyle devam ediyor:
“Vücuda giren basiller kişiyi hastalandırmaksızın uyur vaziyette kalıp, vücut direncinin düştüğü bir anda hastalık oluşturabiliyor.”
Üç haftadan uzun süren öksürüğe dikkat
Peki tüberkülozda hangi belirtiler görülüyor? Yanıtını Uzm. Dr. Yıldız’dan öğreniyoruz:
{ilgili-metin-[{title}Tüberküloz hastalığı üç haftadan daha fazla devam eden öksürük, balgam, öksürmekle kan gelmesi, göğüs ağrısı, nefes alırken ağrı, öksürürken ağrı, yorgunluk, ateş, gece terlemeleri, iştahsızlık, istemsiz kilo kaybı ile karşımıza çıkıyor.{title}{source}Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Cansu Yıldız{source}{theme}red{theme}]}
Hastalığın erken teşhisi bulaşmayı önlüyor
Verem hastalığından korunmanın en etkili yolu, hastaların bir an önce tespit edilip uygun tedaviye başlanmasından geçiyor. Günümüzde kullanılan ilaçlar ile tedaviye başlandıktan 2-3 hafta sonra bulaştırıcılığın büyük oranda kaybolduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Yıldız, “Bu nedenle hasta kişilere bir an önce tanı koyup tedaviye başlamak toplumu hastalıktan korumanın en etkili, en hızlı, en kolay ve en ucuz yolu” diyor.
Tüberkülozdan kişisel olarak korunmanın yolu ise BCG aşısı… Uzm. Dr. Yıldız, “BCG aşısı erişkinlerde gelişecek hastalığı engellemekten çok tüberkülozun ağır seyreden ve ölümcül olabilen formlarına (milier tb, menenjit vb.) karşı koruma sağlıyor” diyerek Türkiye’de bu aşının bebeklere 2’nci ayda 1 kez uygulandığının altını çiziyor.
Ancak bazı özel durumlarda veremden korunmak için ilaç tedavisi de kullanıldığını belirten Yıldız, şöyle açıklıyor:
“Bağışıklığı baskılanmış kişilere, mikrop taşıyan hasta ile aynı evde yaşayanlara, özellikle enfekte çocuklara hasta olmamaları için koruyucu olarak yine verem tedavisinde kullanılan bir ilaç 6 ay süre ile veriliyor.”
Kimler risk altında?
Veremle ilgili en fazla merak edilen konulardan biri de risk grupları… Tüberküloz açısından kimlerin risk altında olduğunu Uzm. Dr. Yıldız şöyle açıklıyor:
“5 yaşın altındaki çocuklar, yaşlılar, HIV enfeksiyonu olan kişiler, bağışıklığı baskılayan tedavi alanlar, silikoz (akciğer dokusunun sertleşmesine neden olan hastalık), diyabet, kronik böbrek yetmezliği, lösemi, lenfoma ya da baş, boyun, akciğer kanseri olanlar, sigara içenler, ilaç bağımlılığı olanlar ya da alkol kullananlar.”
Eşyadan bulaşmıyor
Verem bulaşıcı bir hastalık olduğu için özellikle bu hastalarla uzun süre aynı ortamda kalan kişilerin bazı önlemler almaları gerekiyor. Sanılanın aksine tüberküloz kaşık, çatal, bardak gibi yemek gereçleri, giysiler veya çarşaftan vb. eşyadan bulaşmıyor diyen Uzm. Dr. Yıldız, önemli bir ayrıntıya dikkat çekiyor:
“Verem mikrobu güneşten gelen ultraviyole ışınlarıyla kısa sürede ölüyor, güneş almayan ortamlarda uzun süre havada asılı kalıyor. Bu nedenle insanların kalabalık olarak yaşadığı, havalanması yetersiz, güneş girmeyen ortamlar bulaşma için en riskli yerler. Tüberküloz hastalarının bulunduğu ortamları havalandırmak hem temiz hava sağlamak hem de havadaki bulaştırıcı partikülleri azaltması açısından önem taşıyor. Hastanın kaldığı odanın güneş görmesi de bulaşıcılığa azaltan faktörler arasında yer alıyor.”
{ilgili-metin-[{title}Ülkemizde, tüm sağlık kuruluşlarında tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetleri ücretsiz olarak veriliyor. Verem savaş dispanserleri hem yeni hastaların tedavisini ve takibini yapıyor hem de temaslı taraması ve hastalık kontrolünün sağlanmasında başarı ile çalışıyor.{title}{theme}red{theme}]}
Solunum yoluyla bulaşan bir hastalık olduğu için hastaların da önlem alması gerekiyor. Uzm. Dr. Yıldız, bu konuda “Hastalar bulaştırıcı oldukları dönemde cerrahi maske kullanmalı, öksürük ya da hapşırık sırasında ağızlarını mendille kapatmalılar. Yine hastanın en azından balgam mikroskopisi negatif olana kadar ayrı bir odada tutulması önemli. Hastanın odasına girip çıkanlar da mutlaka maske takmalılar” diyerek tavsiyede bulunuyor.
“Tüberküloz kesinlikle iyileşebilen bir hastalık”
Verem dünya genelinde görülen bir hastalık... Öyle ki dünya nüfusunun üçte birinin tüberküloz mikrobuyla karşılaştığı belirten Uzm. Dr. Yıldız, “Tüberküloz tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de halen önemli bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor” diyerek her yıl yüz binde 30-40 yeni hastanın tüberküloz tanısı aldığını ifade ediyor.
Eskiden tedavisi zor, hatta ölümcül bir hastalık olarak biliniyordu verem. Peki günümüzde nasıl? “Tüberküloz kesinlikle iyileşebilen bir hastalık” diye bu soruyu yanıtlayan Uzm. Dr. Yıldız, Türkiye’de buna yönelik olarak yapılan çalışmaları anlatıyor:
“Ülkemizde, tüm sağlık kuruluşlarında tüberküloza yönelik tanı ve tedavi hizmetleri ücretsiz olarak veriliyor. Verem savaş dispanserleri hem yeni hastaların tedavisini ve takibini yapıyor hem de temaslı taraması ve hastalık kontrolünün sağlanmasında başarı ile çalışıyor.”