Kusur değil farklılık: Nöroçeşitlilik
Nöroçeşitlilik ilk kez otizmli sosyolog Judy Singer tarafından 1998 yılında kullanılan bir kavram. Bireylerin beyin yapılarının ve işlevlerinin çeşitliliğini kabul eden bu yaklaşım, Tourette Sendromu, DEHB, otizm, öğrenme güçlüklerinin de aralarında bulunduğu birçok nörolojik ve bilişsel farklılığı kapsıyor. Bu sendromlardan birkaçına sahip olmak nöroçeşitliliğin belirtilerini de artırıyor.
{ilgili-haber-840667}
{ilgili-haber-739835}
Son yıllarda yapılan çalışmalara göre nöroçeşitlilik oldukça yaygın... Sadece belirli bir gruba değil, toplumun geneline yayılması nedeniyle de farkındalık ve destek gerektiriyor. Özellikle de çocukluk çağında... Peki, nöroçeşitli olarak tanımlanmak bir çocuk için neden önemli?
Nöroçeşitli bir çocuk karmaşık matematik problemlerini zihninde çözebilirken diğer tarafta öğrenme güçlüğü yaşayabiliyor. Yeteneklerinin fark edilmediği durumlarda ise başarısızlık ve akran zorbalığıyla mücadele etmek zorunda kalıyor.
Tespiti zaman alabilen nöroçeşitliliği çocuklar üzerinden bir bakış açısıyla ele aldık.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Ankara Etlik Şehir Hastanesi, Çocuk Nöroloji Eğitim Kliniği Eğitim İdari Sorumlusu Prof. Dr. Deniz Yüksel 5 soruda nöroçeştliliği anlattı.
Kimler "nöroçeşitli" olarak kabul edilir?
Nöroçeşitlilik, bireylerin farklı yeteneklere ve ihtiyaçlara sahip olabileceği anlamına gelirken, bireyler bazı durumlarda desteğe ihtiyaç duyabilirler. Birçok nörolojik ve bilişsel farklılık nöroçeşitlilik kapsamında yer alır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), Otizm spektrum bozukluğu (OSB), disleksi (okuma güçlüğü), diskalkuli (matematikte zorluk), disgrafi (yazma zorluğu), dispraksi (koordinasyon zorluğu), bipolar bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, Tourette sendromu, özgül öğrenme güçlükleri ve diğer duyusal, bilişsel, sosyal ve davranışsal farklılıkları içerir.
Nöroçeşitli çocukların farklı yetenekleri olduğu söylenebilir mi?
Nöroçeşitli çocuklar genellikle akranlarından farklı yeteneklere sahip olabilirler. Nöroçeşitliliğe sahip çocukların ailelerinin bunun hastalık ya da kusurluluk değil, farklı oldukları anlamına geldiğini bilmeleri, daha mutlu olma ve kariyerlerinde daha yüksek başarı hedefleme olasılıklarını artırmaktadır.
Bazı otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar matematikte ya da müzikte üstün yetenekler gösterebilirken, diğer alanlarda zayıf olabilirler. Benzer şekilde, disleksi veya dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi durumlara sahip çocuklar da belirli yeteneklerde farklılıklar gösterebilir.
Disleksi olan kişilerin beyinleri disleksi olmayan birinin beyni gibi yazılı dili işlemediği için okumakta zorluk çekerler. Bununla birlikte, disleksisi olan kişiler genellikle 3 boyutlu nesneleri işlemede veya zihinsel olarak resmetmede daha iyi olabilirler. Bu durum optik illüzyonları tespit etmede çok daha hızlı olmayı sağlayabilir ve disleksili kişilerin grafik tasarım, sanat, mühendislik v.b. işlerde doğal bir yeteneğe sahip olmaları nedeniyle başarılı olmalarını sağlayabilir.
Bu nedenle, nöroçeşitliğin kabul edilmesi ve her çocuğun benzersiz yeteneklere sahip olduğunun anlaşılması önemlidir. Farklı yeteneklere sahip çocukların güçlü yönlerini tanımak ve geliştirmek, onların kendine güvenlerini artırabilir ve başarılarına katkıda bulunabilir.
Nöroçeşitliliği olan çocuklar kendini nasıl belli eder? Belirtiler nelerdir?
Sosyal etkileşimde zorluklar: Genellikle iletişim kurmakta zorlanabilirler. Sosyal ipuçlarını okuma, göz teması kurma, duygusal tepkileri anlama ve başkalarıyla etkileşim kurma becerilerinde zayıflıklar görülebilir.
Tekrarlayıcı davranışlar ve ilgi alanları: OSB gibi durumlarla ilişkilendirilen tekrarlayıcı davranışlar ve ilgi alanları sıktır. Belirli bir konu veya nesne hakkında aşırı ilgi veya tekrarlayıcı hareketler (örneğin, el sallama) gösterebilirler.
Duyu hassasiyetleri: Bazı duyulara (örneğin, ışık, ses, dokunma) aşırı hassasiyet gösterebilir veya bu duyuları etkin bir şekilde işleyemeyebilirler.
Konuşma, dil ve iletişim becerilerinde gecikmeler: Konuşmada gecikme veya dilin sınırlı ya da tekrarlayıcı kullanımı gibi iletişim zorlukları yaşayabilirler.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite: Dikkatlerini sürdürme, organizasyon becerilerinde zorlanma ve aşırı hareketlilik gibi özellikler ortaya çıkabilir.
Öğrenme güçlükleri
Değişikliklere uyum sağlamada zorluk
Özel yetenekler ve ilgi alanları: Genellikle belirli alanlarda güçlü yeteneklere sahiptirler. Matematik, sanat, müzik veya bilgisayar gibi alanlarda üstün yetenekler gösterebilirler.
Bu belirtiler ve semptomlar, çocuğun nöroçeşitliliği olduğu anlamına gelmeyebilir. Ancak, bu belirtiler çocuğun potansiyel bir nöroçeşitlilik durumu yaşadığını düşündüren ipuçları olabilir. Bu nedenle, belirtiler gözlemlendiğinde, bir uzman değerlendirmesi ve tanı almak önemlidir.
Nasıl bir tedavi yöntemi belirlenir? Özel eğitime ihtiyaç duyarlar mı?
Bu çocuklarda genellikle tedavi ve destek yöntemleri, bireysel ihtiyaçlarına ve durumlarına göre belirlenir. Genellikle çok disiplinli bir yaklaşım gerektirir ve çocuğun genel gelişimine, özel ihtiyaçlarına odaklanılır.
DEHB'i olan çocuklar için davranışsal terapi ve ilaç tedavisi yaşam kalitelerini olumlu yönde etkileyebilir. Diğer nöroçeşitliliği olan çocuklar genellikle özel eğitim ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyarlar. Bu çocuklar, geleneksel eğitim ortamlarında bazı özel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanabilirler ve bu nedenle bireyselleştirilmiş bir eğitim planı gerekebilir.
Bireyselleştirilmiş öğrenme ihtiyacı, sosyal iletişim becerileri geliştirme gereksinimi, dil ve konuşma terapisi ihtiyacı, davranışsal destek ihtiyacı ve duyusal işleme ihtiyacı olması, güçlü yönlerini ortaya çıkarmaya yardımcı olabilmek için özel eğitim/terapi programları önerilmektedir.
Aileler nasıl bir yol izlemeli? Çocuğa nasıl yaklaşılmalı?
Dinlemek, empati ve anlayış: Çocuğun nöroçeşitliliği hakkında bilgi edinmek ve onun dünyasını anlamaya çalışmak önemlidir. Onları dinleyerek duyduğunuzu, anladığınızı ve seçimlerine saygı duyduğunuzu bilmelerini sağlamak öneriler arasındadır.
Açık ve etkin iletişim: Samimi iletişim, aile ve çocuk arasında güçlü bir bağ kurulmasına yardımcı olabilir. Çocuğun duygularını ifade etmesine ve ihtiyaçlarını dile getirmesine olanak tanır. Telefon görüşmesi veya yüz yüze görüşme yerine mesajlaşma ya da e-posta gibi yazılı iletişim tercih edilebilir.
Güven, kabul ve saygı: Çocuğun kendini kabul ettiği, kişisel olarak onurlandırıldığı ve sevildiği hissini vermek önemlidir. Çocuğun kendine güvenmesi ve gelişimini desteklemesine yardımcı olabilir.
Bireyselleştirilmiş eğitim ve olumlu pekiştirme: Çocuğun ihtiyaçlarına uygun bir eğitim ve destek planı oluşturulması, çocuğun güçlü ve zayıf yönlerinin dikkate alınması ve onun potansiyelini artırmak hedeflenmelidir. İstenilen davranışları teşvik etmek, başarılarını takdir etmek ve ödüllendirmek, motivasyonlarını artırabilir.