Grip, kalp hastalıklarına davetiye çıkarıyor
Son haftalarda üst solunum yolu enfeksiyonlarında belirgin bir artış söz konusu. İnfluenza başta olmak üzere RSV ve COVID gibi başka virüsler nedeniyle hastaneye başvuranların sayısı hiç de az değil. Her yaş grubundan insanı etkileyen bu hastalıklar özellikle risk grubundakilerde daha ağır seyredebiliyor. Kalp hastaları da işte bu grup içinde yer alıyor. Öyle ki grip, kalp krizi hatta kalp yetersizliği gibi ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Daha önce kalp veya tansiyon hastası olmadığı halde ağır geçirilen grip sonrası kalple ilgili ciddi sorunlar yaşayanlara rastlanabiliyor.
Peki viral enfeksiyonlar kalp hastalarını nasıl etkiliyor? Hangi durumlarda hayati tehdit yaratacak sonuçlarla karşılaşılıyor? Kalp hastası olmayan biri de bu hastalıklarla karşılaştığında aynı sorunları yaşayabilir mi? Merak edilenleri aynı zamanda Türk Kardiyoloji Derneği Koruyucu Kardiyoloji ve Ateroskleroz Çalışma Grubu Başkanı da olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Siyami Ersek Kalp ve Damar Hastalıkları Merkezi’nden Prof. Dr. Barış Güngör’le konuştuk.
{ilgili-metin-[{title}Viral enfeksiyonlar bu kişilerde kalp krizi, kalp yetersizliğiyle alakalı şikayetler, ritim bozuklukları, göğüs ağrıları, kalbin etrafında veya akciğerde sıvı toplanması gibi sorunları tetikleyebiliyor.{title}{source}Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Güngör{source}{theme}red{theme}]}
Viral enfeksiyon uyarısı
Sözlerine son zamanlarda artan grip vakalarıyla başlayan Prof. Dr. Güngör, “Bu hastalıkları çok hafif atlatanlar da olabiliyor çok ağır geçirenler de” diyor. Özellikle 65 yaş üstü kişilere dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Viral enfeksiyonlar, hassas hasta popülasyonlarında daha ciddi sıkıntılara sebep olabiliyor. Bu yüzden şu anda ülkemizde de yaşadığımız, acil servislerde ve yoğun bakımlarda doluluk oranlarının artması gibi ciddi sağlık problemlerine yol açıyor.”
Peki kalp hastaları viral enfeksiyonlardan nasıl etkileniyor? Kalp ve tansiyon hastalıklarının toplumda 3 kişiden 1’inde görülen yaygın bir sağlık sorun olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Güngör, şöyle konuşuyor:
“Bu hastalar grip veya viral enfeksiyonlara karşı yüksek risk grubunda… Viral enfeksiyonlar bu kişilerde kalp krizi, kalp yetersizliğiyle alakalı şikayetler, ritim bozuklukları, göğüs ağrıları, kalbin etrafında veya akciğerde sıvı toplanması gibi sorunları tetikleyebiliyor.”
Prof. Dr. Güngör, yüksek risk grubunda yer alan kalp ve tansiyon hastalarının viral enfeksiyonlarla karşılaştığında izlemeleri gereken yolu ise şöyle anlatıyor:
“Hastaların ilk yapması gereken hekimleriyle yakın temasta olmak. İstirahat, sağlıklı beslenme ve kalp ilaçlarını muntazam kullanmaları lazım. Bunun yanında tabii ki sigara kullanımını kesinlikle yasaklıyoruz. Özellikle sigara kullanan akciğer hastalarında viral enfeksiyonun çok ciddi risk oluşturduğunu bilmemiz gerekiyor. Yine bir haftadan uzun süren şikayet varlığında doktora muayene olmalılar.”
Virüsler kalpte tutunabiliyor
Üst solunum yolu enfeksiyonları sadece kalp hastalarında bu duruma yol açmıyor. Daha önce hiç kalp hastalığı tanısı almamış kişilerde de tedavide geç kalınırsa yine bu tip hayati risk yaratacak tablolar görülebiliyor. “Hastanın ilerleyen dönemlerde viral hastalığı, şikayetleri düzelse bile eğer enfeksiyon akciğere inerse zatürre dediğimiz tabloya dönüşebiliyor ki, bu da hayati risk yaratıyor” diyen Prof. Dr. Güngör, bu virüslerin direkt kalbe saldırdığının altını çiziyor:
“Gizli koroner kalp hastalığı, yani şikayet vermeyen damar daralması veya tıkanıklığı, bu enfeksiyonlar sonrasında aşikar hale gelebilir. Ve nihayetinde kalp spazmını, kalp krizini tetikleyebiliyor. Grip enfeksiyonunda vücut ve boğaz ağrısı gibi şikayetler sık olmakla birlikte, sternum yani iman tahtası altında gelişen künt baskı tarzında ağrılar kalp spazmının bulgusu olabilir. Yine çokça konuşulan miyokardit (kalp kasının iltihaplanması) ve perikardit (kalp zarının iltihaplanması) dediğimiz virüsün direkt kalbi tutması dediğimiz durum da yine gerçekleşebiliyor.”
Ritim bozukluğu ve ciddi nefes darlığına dikkat
Viral enfeksiyonların hastaların kalbine etki ettiği durumlar birtakım belirtilerle kendini ele veriyor. Örneğin hastalarda göğüs ağrısı, ritim bozukluğu yaşanabiliyor. Prof. Dr. Güngör, görülebilecek diğer önemli sorunları ise şöyle anlatıyor:
“Eğer hasta çok ciddi bir problem olan kardiyomiyopati dediğimiz evreye ulaştıysa, yani vücut virüsü tedavi edemeyip kalbinde hasara yol açarsa maalesef kalp yetersizliği bulgularıyla da bize başvurabiliyor. Bu kalp yetersizliği bulguları ise genelde gribal enfeksiyonda geç dönemde oluştuğu için tanı alması çok zor oluyor. Kalpte büyüme, kasılma fonksiyonlarında bozulma, kapakçıklarda kaçak ve daha ileri evrelerde de vücutta ödem, akciğerde sıvı toplanması gibi çok ileri evre hastalıklara da dönüşebiliyor.”
{ilgili-metin-[{title}Hastanın ateşi çok yüksekse, ciddi nefes darlığı oluşmuşsa, çarpıntısı ve göğüs ağrısı varsa, kontrol edilmeyecek şekilde şikayetlerinin arttığını hissediyorsa hastaneye başvurması gerekiyor.{title}{theme}red{theme}]}
Grip aşısı etkili bir korunma yolu
İşte tüm bu sonuçlarla karşılaşmamak için hastaların kendilerini viral enfeksiyonlardan olabildiğince koruması gerekiyor. Bu noktada neler yapılması gerektiğiyle ilgili Prof. Dr. Güngör’e kulak veriyoruz:
“Sosyal ortamlarda enfeksiyona karşı tedbirli olmak çok önemli. Kalp hastaları maske takabilir. Tıbbi açıdan korunma ise grip aşılarıyla mümkün. Yüzde 80 oranında, grip aşıları enfeksiyonun hafif geçirilmesini sağlıyor. Tabii birçok viral enfeksiyon zaten kendiliğinden düzeliyor. Burada en önemli şey yine vücudu dinç tutmak. Mümkün olduğu kadar sağlıklı yaşam önerilerine dikkat edilmeli. Çünkü bağışıklık sistemi zaten virüslere karşı çok donanımlı. Eğer aşıyla da bunu desteklersek, yüzde 99 oranında viral hastalıkları bağışıklık sistemimiz yenecektir.”
Hangi aşamada hekime başvurulmalı?
Grip olan pek çok kişi hekime gitmeden evde dinlenerek hastalığı atlatabiliyor. Ancak hastalığın ağır seyretmesi durumunda vakit geçirmeden hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor. Hangi aşamada hekime gidilmesi gerektiğini Prof. Dr. Güngör’den öğreniyoruz:
“Hastanın ateşi çok yüksekse, ciddi nefes darlığı oluşmuşsa, çarpıntısı ve göğüs ağrısı varsa, kontrol edilmeyecek şekilde şikayetlerinin arttığını hissediyorsa hastaneye başvurması gerekiyor."
Bilinçsiz ilaç kullanımından da bu süreçte kaçınılması gerekiyor. Prof. Dr. Güngör bu noktada kalp hastalarına dikkat çekerek, “Kalp hastalarının, ağrı kesiciler, dekonjestanlar ve diğer grip ilaçlarını hekim bilgisi dahilinde kullanmasını öneriyoruz. Çünkü bu ilaçlarla ilişkisi tanımlanmış göğüs ağrısı veya ritim bozukluğunu tetikleyici yan etkiler görebiliyoruz. Ayrıca, kan sulandırıcı ve idrar söktürücü ilaç kullanan hastalar, bitkisel çay tüketiminde aşırıya kaçmamalı ve gerektiğinde hekimlerine danışmaları gerekmektedir Bilinçsizce antibiyotik kullanımı da toplumda bakterilerin direnç geliştirmesine yol açıyor. Antibiyotikler viral enfeksiyonlara karşı etkili değildir. Ağır viral enfeksiyonlarda, virüslere karşı etkili özel anti-viral ilaçlar kullanılabilir.”