Hareket bozukluğuna beyin pili çözümü
Hareket bozukluğuna neden olan pek çok hastalık bulunuyor. Kronik ve ilerleyici olan bu hastalıkların çözümü için bilim insanları uzun yıllardır tedavi geliştirmek için çalışıyor. Günümüzde bu hastalıkların bazıları başarıyla tedavi edilebilirken bazılarında ise hastaların günlük yaşamlarını rahatça sürdürmelerine yönelik cerrahi uygulamalar yapılıyor. Halk arasında “beyin pili” olarak bilinen derin beyin stimülasyonu (DBS) bunların en bilineni…
Beyin pili uygulamasıyla başta Parkinson olmak üzere 'esansiyel tremor' denilen titremeler ve aşırı vücut kasılmalarının meydana geldiği 'distoni' gibi nörolojik hastalıkların semptomları rahatça gideriliyor.
Tedavi dünya çapında 30 yıldır uygulanıyor. Bugüne dek 250 bin kişiye yapılan operasyon, Türkiye’de de başarıyla gerçekleştiriliyor. Öyle ki Türkiye’de yılda ortalama 700 hastaya derin beyin stimülasyonu operasyonu yapılıyor.
Peki beyin pili operasyonu nasıl yapılıyor? Hasta günlük yaşamına operasyondan ne kadar süre sonra dönebiliyor? Beyin pili uygulaması ile ilgili detayları Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Bayraklı’yla konuştuk.
{ilgili-metin-[{title}Beyin pili tedavisi, ilk olarak hareket bozukluğu hastalıklarından Parkinson’un semptomlarının hafifletilmesi amacıyla kullanılmaya başlandı. Yine hareket bozukluğu hastalıklarından olan distoni ve esansiyel tremor gibi güncel hastalıklarda sıklıkla kullanılıyor.{title}{source}Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Bayraklı{source}{theme}red{theme}]}
Parkinson semptomları gideriliyor
Beyin pili tedavisi hareket bozukluklarında kullanılan bir yöntem. Basitçe tarif etmek gerekirse beynin hasar gören ve elektriksel aktivitesi bozulmuş olan bölgelerine düzenli aralıklarla elektrik uyarısı veriliyor. Prof. Dr. Bayraklı, hangi hastalıklar için beyin pili tedavisi yapıldığını şöyle anlatıyor:
“İlk olarak hareket bozukluğu hastalıklarından Parkinson’un semptomlarının hafifletilmesi amacıyla kullanılmaya başlandı. Yine hareket bozukluğu hastalıklarından olan distoni ve esansiyel tremor gibi güncel hastalıklarda sıklıkla kullanılıyor. Bunların haricinde seçilmiş bazı hastalıklarda da kullanılıyor.”
Bu hastalıklardan muzdarip her hastaya beyin pili takılmıyor. Karar aşamasında hastanın yaşından tıbbi durumuna kadar pek çok kritere bakılıyor. Nöroloji, beyin cerrahisi ve psikiyatri bölümlerinden uzmanların katıldığı bir kurul operasyona karar veriyor.
Operasyon sırasında hasta uyutulmuyor
Gelelim beyin pilinin uygulama aşamasına… Prof. Dr. Bayraklı, Parkinson hastaları için uyguladıkları prosedürü örnek vererek anlatıyor:
“Hastayı kendi kurulumuzda değerlendiriyoruz. Beyin pili cerrahisinden fayda göreceğini düşündüğümüz hastalara uyguluyoruz. Bu hastalarımız genellikle uyanık şekilde ameliyat ediliyor. Sebebi ise hastaya gerçek zamanlı olarak uyarı vererek yan etkinin minimum, faydasının maksimum olduğu çekirdeği bulmayı hedefliyoruz. Ardından nöroloji hocalarının muayenesiyle birlikte kalıcı elektrodu beynin o çok özellikli bölgesine bırakıyoruz. Beyinde her şey iki taraflı olduğu için, her iki bölgeye de yapılıyor.”
Ortalama 2,5 saat kadar süren operasyonun başlangıç safhası hasta ile konuşularak gerçekleştiriliyor. Son aşamada, yani pil yerleştirilirken hasta uyutuluyor. İş sadece bununla sınırlı kalmıyor. Bundan sonraki süreci Prof. Dr. Bayraklı anlatıyor:
“Pili konuşlandırdığımız veya koyduğumuz elektrotların uçlarında kontak noktaları var. Yani elektriği beyin dokusuna verecek noktalar var. Onların hangisinin nasıl verileceğinin denemelerini hastanın poliklinik kontrollerini yaparak buluyoruz.”
Var olan bulgular gideriliyor
Prof. Dr. Bayraklı beyin pili cerrahisinde yanlış anlaşılan bir noktaya değinerek, “Uyguladığımız derin beyin stimülasyonu tedavisi Parkinson hastalarında, hastanın var olan bulgularının iyileşmesine etki ediyor. Hastalığın genel gidişatına kesinlikle bir etkisi yok. Sadece hastalığın hastada oluşturduğu bulguların belli bir süreliğine, ortalama 8-10 sene görülmesini engelliyor” diyor.
Beyin pili uygulaması distoni hastalarına uygulanırken ise hasta, Parkinson’dan farklı olarak uyutuluyor. Sebebini Prof. Dr. Bayraklı’dan öğreniyoruz:
“Distoninin temel özelliği çok kasılmalı bir hastalık olması. Yani hastanın tüm gövdesi, kolları ve bacakları kasılıyor. Hasta ameliyat sırasında istemsiz olarak sabit kalamadığı için bu ameliyat uyutularak yapılıyor.”
{ilgili-metin-[{title}Ameliyatta bir komplikasyon olması çok düşük bir ihtimal. Biz ameliyattan sonra bir-iki gün içinde hastayı taburcu ediyoruz. Hastalar ameliyattan önceki yaşamlarına direkt geri dönüyorlar. {title}{theme}red{theme}]}
Hasta kısa sürede günlük yaşamına dönüyor
Peki beyin pili uygulaması sonrası hastayı nasıl bir süreç bekliyor? Hasta günlük yaşamına kolaylıkla devam edebiliyor mu? Prof. Dr. Bayraklı, süreci şöyle özetliyor:
“Ameliyatta bir komplikasyon olması çok düşük bir ihtimal. Biz ameliyattan sonra bir-iki gün içinde hastayı taburcu ediyoruz. Hastalar ameliyattan önceki yaşamlarına direkt geri dönüyorlar. İyileşme hali dediğimiz pilin ayarlanmasını bir-iki aylık bir süreçte ve nöroloji bölümü uzmanlarıyla beraber yürütüyoruz. Bu süreç bazı hastalarda biraz daha kısa ya da uzun sürebiliyor. Hastalar ortalama bir-iki ay sonra normal yaşamlarına kaldıkları yerden devam edebiliyor. Yani titreme ve kasılmalarda azalma görüyorlar. Hatta bazı esansiyel tremol hastalarında ameliyatın ardından hemen iyileşme görülebiliyor.”
Kafa travmasından korunmak gerekiyor
Operasyonlarda şarj edilen veya edilemeyen olmak üzere iki türlü pil kullanılıyor. Şarj edilemeyen pillerin kabaca 5 yıllık ömürleri oluyor. Şarj edilen pillerde ise hastanın uyumu büyük önem taşıyor. Çünkü pil belli aralıklarla şarj edilmezse kendini kapatıyor. Bu da pilin değiştirilmesine sebep oluyor.
Beyin pili takılan hastaların dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar da bulunuyor. Prof. Dr. Bayraklı, “Ameliyatın ardından hastaların kısa dönemde dikişlerine dikkat etmesi gerekiyor. Uzun dönemde ise önceden kullanılan ilaçlarının nörolog kontrolünde azaltılması mümkün olabiliyor” diyerek çok nadiren de olsa görülebilen bir duruma dikkat çekiyor:
“Ameliyat sonrasında önceden görülmeyen psikiyatrik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bizim çalışma kurulumuzda mutlaka psikiyatrik bir değerlendirme oluyor. Hastanın bilinen bir psikiyatrik problemi var mı, ameliyata engel olacak bir psikiyatrik durumu var mı diye. Bunu mutlaka psikiyatri de değerlendiriyor.”
Prof. Dr. Bayraklı bu operasyonu geçiren hastaların kafa travmalarına karşı kendilerini korumaları gerektiğini de sözlerine ekliyor.