Mutfaklardaki tehlike: Kullandığımız eşyalar ne kadar sağlıklı?
Evlerimizde belki de en çok vakit geçirdiğimiz yerlerdir mutfaklar. Zararsız görünen, bize yardımcı olduğunu, işimizi kolaylaştırdığını düşündüğümüz birçok eşya var içinde. Ancak bazı araç ve gereçler, düşündüğünüz kadar masum değil.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer ile mutfakta kullanılan eşyaların sağlığımıza etkilerini konuştuk. Aldığımız yanıtlar aslında çoğu eşyanın günlük hayatta doğru kullanılmadığını bize gösterdi. Şimdi gelin madde madde hangi eşya sağlık açısında risk taşıyor ve nasıl kullanılmalı birlikte bakalım…
Yıpranmış teflonlar: Teflonların yapımında C8 denilen bir madde var. Teflon tavaların bu madde üzerinden kanser yapıcı özellikte olmakla suçlandığını biliyoruz. Teflonun ısındığında buharlaşma sonucu havaya toksik kimyasallar yayarak sağlık açısından risk oluşturduğu ifade ediliyor. Eğer teflon kullanıyorsak mutlaka yıpranmış olanları tercih etmemiz gerekiyor. Yıprananlardan uzak durmak lazım. Mutlaka İSO, TSE gibi belgesi olan, kaplamasının bir standardı olanları tercih etmek önemli.
Teflonları metal gereçlerle kazıyarak yemeğe geçirmekten de uzak durmak gerekiyor. Teflon tavanın insana dair zararını gösteren bir çalışma yok ama C8 ile ilgili çok fazla araştırma var. C8’in hayvanlarda prostat, pankreas, mesane kanseri ilişkisi yüksek dozlarda gösterilmiş.
Alüminyum kaplar: Çok daha ucuz ve kolay elde edebilir gereçler. Hafif ve ısıyı kolay ilettiği için kullanılıyordu. Ancak belli miktarlarda yemeklere karıştığından alüminyum toksit birikmesine neden olabileceğini gösteren birtakım veriler var. O yüzden de kullanımı sıkıntılı. Alüminyum kaplar yerine çelik ya da seramik tencereler veya kaplar çok daha güvenli.
Alüminyumun vücutta birikmesi ile ilgili bir dönem alzheimer ilişkisine bakılmıştı. Alüminyum fazlalığı böbrek yetmezliğinden tutun da pek çok problem yaratabiliyor. Alüminyum folyo da benzer durumda. Özellikle sıcak kullanımlarda direkt besinle temas ettirilmemeli. Pişirme kağıdı üstünde kullanmak daha sağlıklı. Tost makinasının arasına koyacaksanız da pişirme kağıtlarının daha sağlıklı olduğunu düşünüyoruz.
Plastik kaplar: Saklama kaplarında da kaliteli ve suda çözülmeyenler, plastikler kullanılmalı. Kullandığımız plastiğin özellikle kalitesi çok önemli. İçine konan sıvının plastiği çözmemesi önemli. Yine plastik kaplar içinde, özellikle turşu gibi asidik maddelerin saklanmaması gerekiyor. Çünkü turşular içinde çok fazla sirke ve tuz barındırır. Korozyon etkisinden dolayı içine konulduğu maddeleri aşındırırlar. Eğer salamura turşu yapacaksak, plastik ya da pet değil cam ürünlerin kullanılmasını öneririz.
Yapılan çalışmalarda plastik kapların kanserojen olduğuna dair yüzde 100 gösterilmiş bir etken ilişki yok. Ama plastik üreten fabrikalardaki işçiler üzerinde yapılan çalışmalarda bazı kanserlerin daha sık görüldüğüne dair bulgular var. Ama bir yemek kabının direkt kanserle ilgisi tıbben ortaya konabilmiş değil. Plastik kaplı ürünler sıcakta ısıl bir işleme tabi tutulursa bir miktar sıvılaşıyor ve içindeki yiyeceğe geçebilir. Soğukta muhafaza etmek daha güvenli.
Pişirme torbası: Pişirme torbalarını çok önermiyoruz. Onların yerine ısıya dayanıklı kağıt ürünler ya da cam kapları kullanmakta fayda var. Pişirme torbaları ısıl işlem gördüğü için içindeki maddelerin çözülüp yiyeceğe karışma riski bir miktar yüksek.
Ahşap araç-gereçler: Ahşap kesme tahtaları sürekli kullanılacaksa ve üzerinde et kesilecekse bu tahta yıpranarak et suyunu ve artıklarını içine hapsediyor. Orada ciddi anlamda mikroorganizma barındırıyor ve enfeksiyonla besin zehirlenmelerine yol açabiliyor. Bu ürünler temizlenmesi güç ürünler. O yüzden içinde ya da üstünde yemek yiyince, özellikle keserek işlem yapınca et suyunu ve gıda artıklarını çok fazla emiyor ve bu yönden risk yaratıyor.
Kesme tahtası olarak kullanmak içinse en sağlıklı olanı mermer, porselen, seramik olanlar. Et tahtada kesiliyor, onlar makineye girerek yıkanıyor ama sürekli bıçakla zedeliyorsunuz tahtayı, tahta emici bir hal alıyor, içindekini emiyor ve yıkansa bile temizlenmeyip bakteri üretiyor.
Tahta kaşıklar, tahta spatulalar eğer kaynatılıyorsa sıkıntı olmuyor. Bulaşık makinesine koymayın, çizikler oluşuyor bu sefer, yemekleri ve bulaşık deterjanını içinde depolamaya başlıyor. O yüzden elde yıkayıp bolca durmamak lazım.
Mikrodalga fırın: Mikrodalganın sağlığa zararı olduğu gösterilmiş tek şey eski tip mikrodalgalarda kapak açıldıktan sonra mikrodalga yaymaya devam ediyor olmasıydı. Şu anki teknolojide genelde kapak açıldığı anda cihaz kendini durduruyor. Mikrodalganın sağlığa zararlı kanıtlanmış bir etkisi yok şu an. Sadece mikrodalga torbaları, mikrodalga uyumlu plastikler gibi kaliteli pişirme ürünleri ile kullanılması lazım.
Airfryer: Klasik fritözler yanmış yağı depolayıp tekrar tekrar kullanıma sunuyor olmaları nedeniyle kanserojendi ama airfryer içinde yağ barındırmayan ve hava üfleyerek çalışan bir sistem. Düşük yağlı kızartmalar yapıyor. Sağlık için zararlı bir etkisi şimdilik bilinmiyor.
Sağlık için uzak durulması gereken gıdalar
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, sadece kullanılan eşyalara değil, mutfaklardan sofralarımıza gelen gıdalara da dikkati çekiyor. Bazı gıdaların tüketimine özen gösterilmediğinde hastalıklara kapı aralanabileceğini belirtiyor. Sağlığımızı korumak için bazı gıdalardan da uzak durmamız gerektiğini söylüyor. Şimdi sözü yine Prof. Dr. Murat Dinçer'e bırakalım.
Fazla tuz içeren gıdalar: Sodyum içiren besinlerin başında salamura ve turşular geliyor. Tuz oranı yüksek olan bu ürünlerin aşırı tüketilmesi yüksek tansiyonun yanı sıra yemek borusu ve mide kanseri açısından risk yaratıyor.
Katkı maddesi içeren gıdalar: Birçok yemeğin yapımında kullanılan bulyonlar yemeğe sadece tat vermekle kalmıyor tüketen kişilere zarar da veriyor. Aynı durum pişirilmeye hazır paketlenmiş çorbalar için de geçerli. Bu ürünlerin çok sık tüketilmesi önerilmiyor. Tavsiye edilen haftada bir tüketimin üzerine çıkılmaması… İnsanlar üzerinde yapılmış deneysel bir çalışma olmasa da hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda çeşitli yan etkilerin ortaya çıktığı tespit edilmiş. Mesane kanseri ile ilişki kuran yayınlar var.
Kızartmalar: Kızartmaların mide ve bağırsak kanserlerinde etkisi olabileceğini biliyoruz. O yüzden özellikle yanmış yağ tüketimini çokça azaltmak gerekiyor. Kızartmalarda yağı tek seferde kullanmak ve işimizi yağı yakmadan halletmek gerekiyor. Yanmış yağ kullanımı son derece sakıncalı. Yine mide ve bağırsak kanseri riski oluşturuyor.
Çok sık et tüketimi: Haftada dörtten fazla yüksek dozda et tüketilmesi büyük sıkıntı. Bu durum bağırsak kanseri sıklığını artırıyor. Ayrıca aşırı et tüketimi gut gibi hastalıklarla da ilişkidir.
İşlenmiş et ürünleri: Sosis, salam, sucuk gibi marketlerde satılan işlenmiş bazı gıdalar yüksek nitrit içerdiğinden mesane, pankreas, mide bağırsak kanserleri ile suçlanan ürünler. Bunları da sınırlı tüketmek gerekiyor.
Aşırı şeker tüketimi: Rafine şekerin fazla kullanımının hem obezite, hem diyabet, hem de kardiyovasküler hastalıklardan erken kayıplara yol açabildiğini biliyoruz. O yüzden tüketiminin sınırlı tutulması gerekir.
Hormonlu sebze ve meyveler: Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmeye özen göstermek daha sağlıklı. Çünkü bu şekilde tüketilen sebze ve meyvenin organik yetiştirilme olasılığı daha fazla. Mevsiminde yetiştirilmeyen ürünlerde fazlaca doğal olmayan gübreler kullanıldığı için çeşitli hormon bozukluklarına yol açabiliyor.