•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • ONLINE MUAYENEHANE
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • Sedef kontrol edilebilir bir hastalık

Sedef kontrol edilebilir bir hastalık

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 905
  • Sağlık

Sedef kontrol edilebilir bir hastalık

Deride hastalığa adını veren sedef rengi kepeklenmelerle kendini belli ediyor. Özellikle vücudun görünen kısımlarında meydana gelmesi hastalarda büyük sıkıntı yaratıyor. Toplumda sık görülen bir cilt hastalığı olan sedefin, bulaşıcı zannedilmesi ise hastaların hayatını iyiden iyiye zorlaştırıyor.

Dünyada 125 milyon sedef hastası olduğu tahmin ediliyor. Görülme sıklığı bölgelere ve ülkelere göre değişkenlik göstermekle beraber yüzde 1 ila 3 arasında değişiyor. Türkiye’de ise yüzde 2,5 ila 3 arasında görüldüğüne dair araştırmalar bulunuyor.

Gelişen tıpla birlikte günümüzde önemli bir sorun olmaktan çıkan sedef hastalığının nedenlerini, seyrini ve tedavi sürecini Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz’la konuştuk.

{ilgili-metin-[{title}“Bağışıklık sistemindeki bazı mekanizmaların değişmesi, birtakım genetik yatkınlıklar ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Çevresel faktörler derken bu bir boğaz enfeksiyonu, bazı ilaçlar, alkolün aşırı kullanımı, sigara kullanımı, deriyi keseleme, lifleme, güneş yanığı ve stres olabiliyor."{title}{source}Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz{source}{theme}red{theme}]}

Saçta, dizde ve dirsekte sık görülüyor

Sedef hastalığının birkaç yüzü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yılmaz en yaygın belirtilerini şöyle anlatıyor:

“Deride genellikle beyazımsı, gümüşi renkte kepeklenmelerle kızarıklıklarla seyrediyor. Belirtiler daha çok saçta, dizde ve dirsekte ortaya çıkıyor.”

Hastalığın sebebi kesin olarak bilinmese de birçok faktör sedefe yol açabiliyor. Prof. Dr. Yılmaz söz konusu etkenler için şunları söylüyor:

“Bağışıklık sistemindeki bazı mekanizmaların değişmesi, birtakım genetik yatkınlıklar ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Çevresel faktörler derken bu bir boğaz enfeksiyonu, bazı ilaçlar, alkolün aşırı kullanımı, sigara kullanımı, deriyi keseleme, lifleme, güneş yanığı ve stres olabiliyor. Tüm bu faktörler hastalığı başlatabiliyor ya da alevlendirebiliyor.”

Her yaşta görülebiliyor

Genellikle her yaşta sedef hastalığı görülebiliyor. Prof. Dr. Yılmaz, bir aylık bebekte de 90 yaşında bir kişide de bu hastalıkla karşılaşılabildiğine dikkat çekerek, “Hastalık bir kez olduktan sonra artık hayat boyu ‘kötü arkadaş’ diye tanımlayacağımız şekilde seyir gösteriyor. Tıpkı tansiyon ve şeker gibi hayat boyu sürme potansiyeli olan, alevlenmelerle gidecek bir hastalık” diyor.

Neyse ki sedef kolay teşhis edilebilen bir hastalık. Ancak tedavi aşamasına geçmeden evvel hastalıkla ilgili başka kıstaslar da titizlikle inceleniyor. Prof. Dr. Yılmaz’dan bu detayları öğreniyoruz:

“Teşhisi koyduktan sonra özellikle tırnak tutulumuna bakarız. Çünkü tırnak harabiyeti sıkça görülür. Bu hastalarda obezite de görülebiliyor. 50 yaşın üzerindekiler kalp-damar hastalıklarına yatkınlık olabiliyor. Hasta sedefi oldukça daha çok yemek yiyor, kilo alıyor. Hareketi kısıtlanıyor, içe kapanıyor. Bu birbirinin içinde bir kısır döngüye neden oluyor. Hastayı bu açıdan değerlendiriyoruz.”

{ilgili-metin-[{title}“Sedefin derideki belirtisi çok az olsa bile eklem ve tırnak tutulumu varsa hastalığın şiddetini daha yüksek kabul ederiz. Böylece daha saldırgan, daha farklı tedavilere yöneliriz.”{title}{theme}red{theme}]}

Eklem tutulmaları hastalığın şiddetini gösteriyor

Teşhis aşamasında dikkat edilen bir başka önemli nokta da sedefin eklemlerde yarattığı tutulma. Hastanın özellikle el parmağı eklemelerinde şişlik, sabah tutukluğu yaşaması, uzun süre oturduğu zaman belinde yaşadığı ağrı da hekimlerin teşhis koyarken önem verdiği detaylar arasında yer alıyor. Prof. Dr. Yılmaz, bunun önemini şöyle açıklıyor:

“Sedefin derideki belirtisi çok az olsa bile eklem ve tırnak tutulumu varsa hastalığın şiddetini daha yüksek kabul ederiz. Böylece daha saldırgan, daha farklı tedavilere yöneliriz.”

{ilgili-metin-[{title}"Hastalığın yaygınlığına göre sedef çok az ya da sınırlıysa krem tedavileri öneriyoruz. Yetmezse konvansiyonel tedaviler uyguluyoruz.”{title}{theme}red{theme}]}

“Hastalığın kesin bir tedavisi yok”

Peki sedef hastalarını nasıl bir tedavi süreci bekliyor? Tedaviyle hasta tamamen sağlığına kavuşabiliyor mu? Prof. Dr. Yılmaz’dan öğreniyoruz:

“Hasta bize geldiğinde yanlış bilgi vermemek için ilk cümlemiz ‘Hastalığın kesin bir tedavisi yok’ oluyor. ‘Bu hastalığı şeker, tansiyon ve kalp hastalığı gibi kabul edin. Nasıl bu hastalar uygun bir tedaviyle hayatlarını sürdürüyorlarsa size de sedef için bir tedavi vereceğiz’ diyoruz.”

Tedavi sayesinde hastalığın deri üzerindeki tüm bulguları düzeliyor. Ancak tedavi aşamasında hekim kontrolünde olmak gerekiyor. Çünkü kullanılan ilaçların etkisine göre doz ayarlaması yapılıyor. Hatta ilaçların yaratacağı olası yan etkilere karşı, tedaviyi güvenle devam ettirmek için zaman zaman tahlil de yapılması gerekebiliyor.

Tedavi süreci hastanın iyileşme durumuna göre farklılık gösteriyor. “Hastalığın yaygınlığına göre sedef çok az ya da sınırlıysa krem tedavileri öneriyoruz. Yetmezse konvansiyonel tedaviler uyguluyoruz” diyen Prof. Dr. Yılmaz, tedavi sürecinde hastanın yaşı, cinsiyeti, eşlik eden diğer hastalıkları gibi pek çok parametreye bakarak planlama yaptıklarını ifade ediyor.

Tedavi sürecinde hekim kontrolünde olmak şart

Yine tedavi süreci boyunca belirli periyodlarla hastanın durumu da takip ediliyor. Bu noktada Prof. Dr. Yılmaz önemli bir de uyarıda bulunuyor:

“Bazen hastalar doktora gidip kremlerini, ilaçlarını aldıktan sonra rahatlıyor. Çoğu hasta kontrole gitmiyor. Bunun sonucunda kontrolsüz bir şekilde kremleri kullanıyor. Bu hastalarda artık geri dönüşü olmayan deride incelmeler hatta deri altında iyileşmeyen yaralar gelişmeye başladığını görüyoruz. Sedefin kendisi değil, tedavisinde kullandığı ilaçların yarattığı sorunlar bunlar. Doktora gitmeden yıllarca kendi başına ilacı alan kişilerde karaciğer hasarı olabiliyor. Bunlardan kaygı duyuyoruz. Hastaya tedaviye başlarken özellikle bu bilgilendirmeyi mutlaka yapıyoruz.”

Webofisin 4
Webofisin 2
Webofisin 1
Webofisin 3
Webofisin 7
Webofisin 6
Webofisin 5

Doktorlarımızdan

  • Prof. Dr. Murat Gönenç

    YEMEK BORUSU KANSERİ

    YEMEK BORUSU KANSERİ

    Yemek borusu kanseri, sindirim sisteminin saldırgan kanserlerinden biridir. Son yıllarda medikal ve cerrahi tedavilerdeki gelişmelerin yanı sıra, hastaya özel yapılan tedavi planlamaları sayesin...

  • Op.Dr. Zeki Salar

    Hamile nezle grip olursa

    Hamile nezle grip olursa

    Kış ayları başta olmak üzere , hamilelerde nezle grip olabilirler. Anne rahmi çoğu zaman bebeği çoğu zaman nezle grip gibi enfeksiyonlara karşı ve bunlara bağlı yüksek ateşe karşı korur.Ama anne ad...

  • Prof. Dr. Başak Erginel

    Kasık Fıtığı

    Kasık Fıtığı

    Kasık fıtığı, çocuklarda oldukça yaygın bir durumdur ve genellikle doğumsal bir durum olarak ortaya çıkar. Kasık fıtığı, kasık bölgesindeki kasların zayıflaması veya bozulması sonucunda iç organlar...

  • Online Doctor Türkiye

    Üroloji Hastalıkları ve Tedavileri

    Üroloji Hastalıkları ve Tedavileri

    Üroloji uzmanları, üriner sistemi (idrar yolları ve üreme organları) ile ilgili hastalıkları teşhis etme, tedavi etme ve yönetme konusunda uzmanlaşmış tıp doktorlarıdır. Aşağıda, üroloji uzmanların...

  • Uzm.Dr. Melda Bolat Bilsel

    PRP TEDAVİSİ

    PRP TEDAVİSİ

    PRP İLE HÜCRESEL TEDAVİ NEDİR?PRP (Platelet Rich Plasma) platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidirHastalardan alınan kan ,santrüfüj işle...

  • Prof.Dr. Turan Uslu

    İMS (Kuru İğne Tedavisi) Hangi Ağrılar İçin Kullanılır ?

    İMS (Kuru İğne Tedavisi) Hangi Ağrılar İçin Kullanılır ?

    Baş ağrıları, Boyun ve sırt ağrıları, Donuk omuz (omuzun hareket kısıtlılığı) ve diğer omuz ağrıları, Bel ağrısı, Tenisçi dirseği ve golfçü dirseği, Ağrılı kas spazmları, Repetitif strain ...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Nasolabial açı ve kolumellalobuler açı

    Nasolabial açı ve kolumellalobuler açı

    Nazolabial açı üst dudağın ön yüzü ile burun altı arasında bulunan açıdır. Kadınlarda daha geniştir ve yaklaşık 100-110 derece arasındadır. Erkeklerde ise daha dardır ve yaklaşık 90-105 der...

  • Prof.Dr. Seher Naz Yeni

    Epilepsi Tipleri

    Epilepsi Tipleri

    Epilepsi TipleriParsiyel NöbetBASİT PARSİYEL NÖBETKompleks parsiyel nöbetler ile basit parsiyel nöbetlerin farkı, basit parsiyel nöbetlerde bilincin tümüyle açık olmasıdır. Ancak bu kişinin nöbet...

  • Prof. Dr. Nihat Akbayır

    Mide ve Barsak Hastalıkları Nelerdir?

    Mide ve Barsak Hastalıkları Nelerdir?

    Mide ve barsak hastalıkları sindirim sistemi ile ilişkili rahatsızlıkları kapsayan geniş bir alanı ifade etmektedir. Sindirim sistemi, besinlerin alınması, sindirilmesi ve emilmesi gibi önemli fo...

  • Prof. Dr. Sibel Naycı

    Astım Nedir?

    Astım Nedir?

    Genel BilgilerAstım, hava yollarının ataklar (krizler) halinde gelen tıkanmaları ile kendini gösteren bir hastalıktır. Hastalar ataklar arasında kendilerini iyi hissederler. Astımda hava yollarınd...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Zafer Karaca
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2025, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • ONLINE MUAYENEHANE
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim