Hava durumundaki değişiklikler "mevsimsel depresyon"a neden oluyor
Güneş battıktan sonra salgılanmaya başlanan melatonin hormonunun kişiyi uykuya hazırladığını dile getiren Canan, bu hormonun sabahın erken saatlerinde azalmasıyla başka sistemlerin devreye girdiğini, gün ışığı almaya başlayan vücudun ise yenilenmeye başladığını söyledi.
İklim döngüsündeki değişikliklerden hormonların etkilendiğini ve vücuttaki bütün sistemin değiştiğini anlatan Canan, şöyle devam etti:
"Hormonal sistemi orkestra şefi gibi düşünün, onun çubuğunun ritmi değişirse vücuttaki bütün ritimler de değişiyor. Bunların önemli bir kısmı bizim adapte olabileceğimiz aralıkta ama bazı uç durumlar var ki, özellikle yaşam tarzımız da insani ayarlarımıza çok uygun değilse, biraz hoyratça yaşıyorsak, ki bugün dünya nüfusunun yüzde 80-90'ı böyle yaşıyor, bu durumda bozulan hormon sisteminin fizyolojik ayarlara uyumu gittikçe zorlaşıyor ve bir tetikleyiciyle karşılaştığımızda depresyon, melankoli, bunalım gibi çok çeşitli psikolojik sorunlar yaşayabiliyoruz."
"Bedensel rahatsızlıklar vücudun feryat reaksiyonları"
Böyle durumlarda, psikolojik sorunların yanında bedensel sorunların da yaşandığını belirten Canan, "Gastrit, ülser, metabolik hastalıklar, bağışıklık sistemi düşüklükleri, bunların hepsi vücudumuzun adaptasyonda zorlandığı ortamlarda geliştirdiği bir nevi feryat reaksiyonları olarak düşünülebilir" dedi.
İnsan bedeninin yapısının büyük oranda sıcaklık tahliyesi için dizayn edildiğini anlatan Canan, yaşanılan bölgedeki iklime göre yağ dokusu dağılımının, vücut yapılarının değiştiğini söyledi.
"Artık kış eski kış değil yaz eski yaz değil. Bu ritimler içinde bazen havalar normalden daha sıcak bazen de daha soğuk olabiliyor. Bugün, iklim değişikliğinin çok şiddetli yaşandığı günlerde aşırı sıcağa bağlı birtakım ekstra reaksiyonlar geliştiriyoruz ve bunun etkilerini görüyoruz" diye konuşan Canan, sıcağın vücutta fazla su kaybına ve vücut iç ısısının yükselmesine sebep olduğunu ifade etti.
Sıcaklar hormon dengesini değiştiriyor
Her iki cinsiyet için sıcak havanın tetiklediği hormonların farklı etkileri olduğunu anlatan Canan, "Özellikle erkeklerde saldırganlığı artırır, bu da genellikle şiddet içeren eylemlerin daha çok neden yaz aylarında görüldüğünü anlatır. O dönemde insanlar biraz da bu yüzden daha sinirli oluyor ama hanımlarda artan vazopressin bu tarz durumların yanında aşık olmaya sebep oluyor" dedi.
Türkiye tarihinin en sıcak yaz aylarının yaşandığını ve uzun süren sıcakların hormon dengesini değiştirdiğini söyleyen Canan, şöyle konuştu:
"Eğer yaşam tarzınız, beslenme düzeniniz, kişisel ilişkileriniz, yani yaşamınızın geneli de çok ideal koşullarda değilse bunlar ciddi ruhsal, zihinsel ve bedensel çöküşlere sebep olabiliyor ve birtakım hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırabiliyor. Aynı şey soğuk için de geçerli, ortalama sıcaklık çok düştüğünde de geçerli. Özellikle medyada da sıkça gördüğümüz 'yaz depresyonu' gibi haberler de biraz bunlarla alakalı. Yükselen sıcaklıkların yaşam tarzı ve diğer bütün koşullarla birleştiğinde bazı kişilerde yarattığı bir durum bu. Klinik bir tanı değil."
"Serotonin hormonu düşer"
Prof.Dr. Sinan Canan, farklı nedenlerle "tükenmişlik sendromu", "anksiyete atakları" gibi kavramların konuşulduğuna dikkati çekerek, daha çok sonbahar aylarında görülen ve mevsimsel depresyon olarak adlandırılabilecek durumun artık yaz aylarında da görülmeye başladığını ifade etti.
Canan, şunları söyledi:
"Sonbaharda havanın kapanması ve yağmurun gelmesiyle görülen bir depresyon tipi vardır. Burada en bildiğimiz durum olarak beyindeki serotonin hormonu düşer. Tatminsizlik, uyku sorunları, iştah sorunları, hayata karşı isteksizlik, ilişkilerde bozulma, yalnızlaşma isteği, ileri düzeylerinde de yaşamak istememe gibi durumlar belirti gösterebiliyor. Bu durumun benzeri bahsi geçen yaz depresyonunda da çıkıyor."
"En son suçlanacak olan güneş ışığı"
Güneş ışığının tek başına bu aylardaki depresyonun tetikleyicisi olmadığını dile getiren Canan, "İnsanlar sadece sıcaktan etkilenmiyorlar. Yaşam tarzındaki başka problemlerin bu kişilerde ortaya çıkış biçimi, muhtemelen tetikleyicileri sıcak olduğu için yaz ayları oluyor. Bizler de bu durumlara bu tarz isimler vermeyi seviyoruz ama belki de güneş ışığı bu durumda suçlanacak en son etken olabilir." dedi.
Canan, her türlü depresyonla mücadele için yapılabileceklerle ilgili şöyle konuştu:
"Mesela günlük yarım saat yürüyüş yapmak birçok insanın depresyon skorlarını ölçülebilir derecede düşürüyor. Fiziksel hareket azaldıkça zihinsel atalet de artıyor ve yavaş yavaş zihin sorun çıkarmaya başlıyor. Bizim bedenimiz hareket etmeye ayarlı olduğu için en basit egzersiz istikrarlı olduğu takdirde bedendeki ve zihindeki birçok sorunu ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor. Bir diğer taraftan aşırı kalori alımını azaltmak gerekiyor. Sağlıklı yağlar ve dengeli karbonhidrat tüketimiyle ortalama iki haftada dikkatimizin, enerjimizin, ruh halimizin, bedensel performansımızın çokça arttığını hemen görebiliriz. Depresyon genel olarak, beslenmeyle oldukça ilişkilendirilebilir bir durum, çoğu zaman diyet değiştirildiğinde semptomların azaldığını gözlemliyoruz. Yeni bir ülkeye gittiğiniz zaman, yeni birileriyle tanıştığınız zaman, uyanıyorsunuz ve depresyon isteği, depresyon işaretleri yavaş yavaş azalmaya başlıyor."
"Beyin uyuyunca değil, uyuşunca depresyon başlar" diyen Canan, uyku süresinin de depresyonda etkili olduğunu ifade etti.