Aspartam içeren yiyecek ve içecekler güvenli mi?
Diyet içecekler, hazır kahve, sakız, şekerleme, çikolata, konserve yiyecekler, diş macunu, hatta bazı ilaçlar… Günlük hayatımızda sıkça tükettiğimiz pek çok yiyecek ve içecekte “aspartam” adı verilen yapay bir tatlandırıcı bulunuyor.
Uzun yıllardır kullanılan aspartamı gündeme getiren ise Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir açıklama oldu. DSÖ'ye bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi aspartamı, “Grup 2B” yani "kanser şüphesi bulunan maddeler sınıfı" olarak tanımlanan listeye ekledi. Buna karşın günlük güvenli aspartam tüketimiyle ilgili tavsiyesinde ise bir değişikliğe gitmedi.
İlk kez 1965 yılında keşfedilen aspartamın güvenirliği 1980’den bu yana tartışma konusu. Peki aspartam hangi ürünlerde bulunuyor? İnsan sağlığı üzerindeki olası zararları ne? Aspartamla ilgili merak edilenleri Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Gıda Hijyen ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Tansel Şireli, TRT Haber’e anlattı.
{ilgili-metin-[{title} “Sakız, jelatin, dondurma, yoğurt gibi süt ve süt ürünleri, diş macunu hatta öksürük pastili ve nefes açıcılar gibi pek çok üründe acılığı bastırmak yani lezzeti artırmak amacıyla besin değeri olmasa da uzun yıllardır kullanılıyor.”{title}{source}Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Gıda Hijyen ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Tansel Şireli{source}{theme}red{theme}]}
Aspartam uzun yıllardır kullanılıyor
Aspartamın kalori içermeyen tatlandırıcı maddeler içerisinde yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Şireli, “Sakız, jelatin, dondurma, yoğurt gibi süt ve süt ürünleri, diş macunu hatta öksürük pastili ve nefes açıcılar gibi pek çok üründe acılığı bastırmak yani lezzeti artırmak amacıyla besin değeri olmasa da uzun yıllardır kullanılıyor” diyor.
Aspartamla ilgili tartışmaların 1980’li yıllardan bu yana aktif bir şekilde devam ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şireli, nedenini ise şöyle açıklıyor:
“Aslında sadece aspartamla ilgili değil, yapay tatlandırıcılarla ilgili bir tartışma var. Avrupa Birliği aldığı kararla 1990’dan önceki tüm katkı maddelerini yeniden değerlendirme sürecine aldı. Bunu da 2010 yılına kadar tamamlamayı planlıyordu. Bunlar içerisinde aspartam da yer alıyordu. Çünkü aspartamla ilgili olarak kanser yaptığına dair şüpheler olduğu ileriye sürülüyordu. Bu tür çalışmalar çok zor yapılıyor. Anket tarzı çalışmalarla toplumun ne yediği ne içtiğiyle ilgili bilimsel çalışmalar yapılıyor. Yine geniş deneysel çalışmalar da var. Ancak parametreleri farklı olduğu için tam olarak netleştiremiyorlar. Deneysel olarak yapılan çalışmalarda da bazı bilim insanları kansere yol açar diyor. Bazı bilim insanları ise bunun aksini söylüyor. Halen bu tartışmalar devam ediyor.”
DSÖ’nün önerdiği günlük limit vücut kilosu başına 40 mg/kg
Dünya Sağlık Örgütü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada aspartamın günlük güvenli tüketim miktarını daha önceki yıllarda olduğu gibi değiştirmeyerek vücut kilosu başına 40 miligram olarak belirledi. Dozun aşılması durumunda DSÖ’nün konuya yaklaşımını Prof. Dr. Şireli’den öğreniyoruz:
“DSÖ eğer doz aşımı olursa yüzde 100 kanser oluşturur demiyor. Çünkü Grup 2B'de bununla ilgili araştırmalar devam ettiği için kanıtlar net değil. Tartışmalar bu konuda devam ediyor.”
Fenilketonüri hastaları dikkat
DSÖ’nün günlük olarak aşılmamasını istediği doz, kabaca 9 ila 14 tane aspartam içeren içecekler ya da gıdaları kapsıyor. Bu noktada Prof. Dr. Şireli Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi’nin bir açıklamasına değinerek şöyle devam ediyor:
“Özellikle fenilketonüri hastalarında bunun önemli olduğunu belirtiyorlar. Çünkü 'Fenilketonüri hastası çocukların 20 binde birinde Tip 1 nöbetlerin oluşmasına neden oluyor' açıklamasını yaptılar. Onun için özellikle tatlandırıcıların, bu açıdan değerlendirilmesi oldukça önemli. Asıl spesifik olarak fenilketonüri hastalarına dikkat çekilmesi gerekiyor.”
Prof. Dr. Şireli, aspartamın yol açabileceği sağlık sorunlarına ilişkin bir başka tartışma konusunun ise insülinle ilgili olduğunun altını çizerek, “Ayrıca bu maddeler kilo alımı ve insülin mekanizmasını etkileyerek diyabet oluşumunu da tetiklediği endişesi yaratıyor.”
{ilgili-metin-[{title}Sentetik bir madde olduğu için böbrek fonksiyonları üzerinde de etkili oluyor. Vücudun sinir hücreleri gibi birçok hücresindeki etkileriyle ilgili hayvanlar üzerindeki deneyler, çalışmalar devam ediyor.{title}{theme}red{theme}]}
Karaciğer kanserine neden oluyor şüphesi
Prof. Dr. Şireli, kanser olgularıyla ilgili özellikle karaciğerde kanser oluşturma şüphesi üzerinden hareket edilerek araştırmaların sürdüğünü ve doz aşımına karşı ihtiyatlı olunması gerektiğini ifade ediyor:
“Sonuçta sentetik bir madde olduğu için böbrek fonksiyonları üzerinde de etkili oluyor. Vücudun sinir hücreleri gibi birçok hücresindeki etkileriyle ilgili hayvanlar üzerindeki deneyler, çalışmalar devam ediyor.”
Alınacak önlemler neler?
Prof. Dr. Şireli aspartamın sebep olabileceği olası sağlık sorunlarına karşı alınacak bireysel önlemleri ise şöyle sıralıyor:
“Burada önemli olan bireyler günlük alım miktarını aşmamak için bu tip gıdaların tüketiminden mümkün olduğunca kaçınmalı. Bunun içinde özellikle en fazla içeren gıdalardan olan meşrubat ve meyve suları gibi gençlerin çok içtikleri bu ürünleri, maksimum 2 kutu veya şişenin üzerine çıkmadan tüketmeleri aspartamın zararlı etkilerinden korumada fayda sağlayacaktır. Yine yukardakilerine ilaveten, sakız, meyveli yoğurtlar, diyet dondurmalar gibi pek çok üründe de aspartam yer alıyor. Bu katkı maddelerindeki riski azaltmanın en önemli yolu da aspartam içeren ürünlerin tüketim oranını azaltmak.”