10 soruda kızamık hastalığı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca son günlerde kızamıkla ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda son yıllarda birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yurt dışından gelen vakalara bağlı olarak kızamık vakalarında bir artış olduğuna dikkat çekerek, “Vatandaşlarımızı çocuklarının sağlığı için aşı konusunda titiz davranmaya davet ediyoruz” dedi.
Peki son günlerde çokça konuşulan kızamık nasıl bir hastalık? Hastalık nelere yol açıyor? Korunmak için ne yapmak gerekiyor? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu TRT Haber için yanıtladı.
{ilgili-metin-[{title}Kızamık dünya çapında görülen bulaşıcılığı en yüksek enfeksiyon hastalıklarından biri. Kızamık virüsüne maruz kalan duyarlı bireylerin yaklaşık yüzde 90’ında enfeksiyon gelişiyor. Çocukluk yaş grubunda daha sık olmak üzere her yaşta görülebiliyor.{title}{source}Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu {source}{theme}red{theme}]}
1. Kızamık nasıl bulaşıyor?
Kızamık dünya çapında görülen bulaşıcılığı en yüksek enfeksiyon hastalıklarından biri. Kızamık virüsüne maruz kalan duyarlı bireylerin yaklaşık yüzde 90’ında enfeksiyon gelişiyor. Çocukluk yaş grubunda daha sık olmak üzere her yaşta görülebiliyor. Hastalık virüs içeren solunum salgılarından saçılan damlacıkların solunmasıyla ya da bu salgıların bulaştığı eşyalara temasla yayılıyor. Bulaştırıcılık, kızamığın tipik döküntüsünün görülmesinden 5 gün önce başlayıp döküntü ortaya çıktıktan sonraki 4-5 güne kadar sürüyor.
2. Hastalığın belirtileri neler?
Hastalık genel olarak ateş, halsizlik, öksürük, nezle, konjonktivit ve ekzantem denen deri döküntüleriyle karakterize. Enfeksiyon ortalama 10-14 gün süren kuluçka dönemi ile başlıyor. Bu dönemde virüs vücuda girdiği solunum mukozasından geçerek bölgesel olarak çoğalıyor ve kişide belirgin bir şikayete sebep olmuyor. Kuluçka döneminin ardından 2-4 gün süren ateş, halsizlik, iştahsızlık, konjonktivit, nezle ve öksürük bulguları ortaya çıkıyor. Virüs bu evrede kan dolaşımı yoluyla tüm vücuda yayılıyor. Bu evrenin sonuna doğru yanak iç yüzünde kızamık için tanı koydurucu olan ve koplik lekeleri olarak adlandırılan mukozal döküntüler görülüyor.
3. Hastalık nasıl seyrediyor?
Derideki tipik kızamık döküntüsü ateşin başlamasından 2-4 gün sonra ortaya çıkıyor. İlk olarak yüzde başlıyor. Boyun, üst gövde, alt gövde ve uzuvlara yayılıyor. Kafadan ayaklara doğru ilerliyor. Deri döküntüsünün yoğunluğu hastalığın ciddiyetiyle doğru orantılı olarak artıyor.
Kızamık geçiren çocuklardaki yüksek ateş, öksürük, lenf bezlerinde büyüme, orta kulak iltihabı, farenjit, bronşit ve gözlerde kızarıklık ve ışıktan rahatsızlık (keratit) gibi bulgular da görülüyor. İyileşme genelde döküntüden sonraki 48-72 saat içinde başlıyor.
4. Kızamık kimlerde daha ağır etki yapıyor?
Doğuştan nedenlere veya AIDS, kanser, kemoterapi gibi durumlara bağlı bağışıklığın baskılandığı hallerde kızamık hastalığı hem daha ağır geçiriliyor hem de ölümle sonuçlanabiliyor. Kızamık enfeksiyonunun kendisi de bağışıklık sisteminin bozulmasına ve dolayısıyla da ikincil olarak eklenen bakteri enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Bu durumlarda, bakterilere bağlı pnömoni (zatürre), orta kulak enfeksiyonu, ishal ve apandisit gelişebiliyor. Kızamığa bağlı ölümlerin başlıca nedeni zatürre. Solunum yolu enfeksiyonları ise en sık 5 yaş altı ve ileri yaştaki hastalar arasında görülüyor.
5. Kızamık nasıl tedavi ediliyor?
Kızamıkta destekleyici tedavi uygulanıyor, onaylanmış spesifik bir antiviral tedavi yok. Destekleyici tedavi ateş düşürücüler, sıvı tedavisi, pnömoni ve otit gibi bakteriyel ikincil enfeksiyonların tedavisini içeriyor. Kızamıklı çocuklara A vitamini verilmesi ağır hastalık ve ölüm oranlarını azaltıyor.
6. Kızamıktan korunmak için neler yapmak gerekiyor?
Kızamığa duyarlı bireyler, kızamık şüphesi taşıyan veya tanısı kesinleşmiş hastaların odasına girmemeli. Hastanede ateşli döküntü hastalığı olan hastalar ayrı bir bekleme alanında değerlendirilmeli. Hasta kişilerin damlacık izolasyonuna özen gösterilmeli. Kızamık virüsü havada iki saate kadar asılı kalabiliyor. Bu nedenle, şüpheli bir vakanın kullandığı oda, hastanın ayrılmasından sonra iki saat boyunca kullanılmamalı.
{ilgili-metin-[{title}Hastalıktan korunmada en etkili yöntem aşılama. Kızamık aşısıyla veya hastalığı geçirerek bağışıklık kazanmamış her birey, kızamık enfeksiyonuna karşı duyarlıdır ve virüsle temas sonrası hastalığı geçirir.{title}{theme}red{theme}]}
7. Kızamık aşısı nasıl bir etkiye sahip?
Hastalıktan korunmada en etkili yöntem aşılama. Kızamık aşısıyla veya hastalığı geçirerek bağışıklık kazanmamış her birey, kızamık enfeksiyonuna karşı duyarlıdır ve virüsle temas sonrası hastalığı geçirir. Bağışıklığı olan annelerden doğan bebekler, annesinden geçen koruyucu antikorlar sayesinde kızamıktan korunuyor, ancak bu antikorlar azaldıkça hastalığa duyarlı hale geliyorlar.
8. Türkiye’de kızamık aşısı çocuklara hangi yaş aralığında uygulanıyor?
Kızamık aşısı ülkemizde canlı zayıflatılmış bir kızamık türünü içeren kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısı (KKK) şeklinde bulunuyor. Çocuklara 12’nci ayda ve 4’üncü yaşta yapılıyor. Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu tarafından 9 ay ve üzerindekiler ile 12 aydan küçük olan tüm bebeklere ilave bir doz kızamık aşısı daha öneriliyor.
9. Çocukluğunda aşı olmamış kişilere sonradan kızamık aşısı uygulanabilir mi?
Kızamık aşısı, gerekli hallerde en erken 6 aylıktan itibaren erişkinler dahil her yaşta uygulanabilir. Aşı sadece gebelere, doğuştan veya bazı ilaç tedavilerine bağlı kalanlara, AIDS nedeniyle ağır immün yetersizliği bulunanlara ya da ilk aşı dozundan sonra anafilaksi gelişen bireylere yapılmaz. Bir bireyin kızamığa karşı aşıyla en yüksek koruyuculuğa kavuşması için kızamık aşısının iki doz şeklinde ve en az 4 hafta arayla yapılmış olması gereklidir.
10. Kızamık aşısı hastalığa karşı nasıl bir koruyuculuk sağlıyor?
İki doz kızamık aşısı yapılan bireyler yüzde 95-99 oranında kızamıktan korunur. Aşılama oranları yüksek toplumlarda aşının, aşılanmamış bireyi bile “sürü bağışıklığı” denen dolaylı koruyuculuk sayesinde hastalıktan koruduğu biliniyor. Aşı öncesi çağda ağır hastalık yükü ve ölüme sebep olma açısından ön sıralarda yer alan kızamığın günümüzde tekrar sorun oluşturmaması için kızamıklı kişilerin izolasyonu ve düzenli aşılamanın sürdürülmesinin büyük önemi bulunuyor.