Vücudun orkestra şefi: Tiroid
Dünyada yaklaşık 200 milyon insanı etkiliyor. Türkiye’de ise 10-12 milyon kişide görüldüğü tahmin ediliyor. Tiroid hastalıkları, zamanında tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini ciddi derecede etkileyen sağlık sorunlarına yol açıyor. Kardiyovasküler hastalıklar, depresyon, osteoporoz, kısırlık ve düşük riski bunlardan sadece birkaçı…
Tiroid bezinin gerektiği gibi çalışmaması sonucu ortaya çıkan bozukluklar birçok belirti ile kendini ele veriyor. Ancak bu belirtiler bazen başka nedenlere bağlanarak bazen de ihmal edilerek hastalığı atlamaya, geç tanıya ya da tam tedavi edilememeye neden olabiliyor.
Peki tiroid bozukluğu hangi belirtileri veriyor? Tiroid tanısı nasıl konuluyor? Türlerine göre tedavi yöntemleri neler? Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Karataş, TRT Haber’e anlattı.
{ilgili-metin-[{title}“Belirtilerin bazıları başka nedenlere bağlanarak ihmal ediliyor. Bu da hastalığı atlamaya, geç tanıya ya da tam tedavi edilememeye sebep oluyor. Bunlara ek olarak bu bozukluklar başka nedenlerle kullanılan diğer ilaçların ve tedavilerin etkisini yitirmesine neden olabiliyor.”{title}{source}Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Karataş{source}{theme}grey{theme}]}
Tiroid tüm sistemleri etkiliyor
Tiroid bezini “Hacmi küçük kalkan” şeklinde tanımlayan Doç. Dr. Karataş, “Buna rağmen vücut metabolizması, kalp, sindirim, iskelet gibi tüm sistemleri ve diğer salgı bezlerini etkileyerek adeta bir orkestra şefi gibi çalışıyor” diyor.
İnsan vücudunda bu denli yaşamsal öneme sahip olan tiroid bezi bazen gerektiği gibi çalışmıyor. İşte bu aksaklık sonucunda pek çok sorun baş göstermeye başlıyor. Doç. Dr. Karataş, tiroid bezinin bozukluklarının az ya da çok çalışmasına göre birçok belirtiyle ortaya çıkabileceğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Belirtilerin bazıları başka nedenlere bağlanarak ihmal ediliyor. Bu da hastalığı atlamaya, geç tanıya ya da tam tedavi edilememeye sebep oluyor. Bunlara ek olarak bu bozukluklar başka nedenlerle kullanılan diğer ilaçların ve tedavilerin etkisini yitirmesine neden olabiliyor.”
Yaygın olarak beş belirtisi var
Tiroid bozukluğunun yaygın olarak 5 belirtisi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Karataş, bunlardan ilkinin süregelen yorgunluk oluğunu söylüyor. Bunun tiroid bezinin ana semptomlarından biri olduğunu ifade ediyor:
“Yorgunluk, fiziksel ve zihinsel durum üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu için verimliliğin düşmesine neden olabiliyor. Kronik yorgunluğa genellikle baş ağrısı, konsantrasyon eksikliği ve hafıza sorunları gibi belirtiler eşlik ediyor.”
Kilo değişimi de bir başka belirti… Tiroid bozuklukları kiloda önemli değişikliklere yol açıyor. Bazen hızlı kilo kaybına sebep oluyor bazen ise kilo alımı gözleniyor. Hızlı kilo kaybı yaşayanlarda yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon eksikliği ve hafıza sorunları gibi belirtiler de görülebiliyor.
Soğuk-sıcak hissindeki değişime dikkat
Değişen soğuk ve sıcak algısının bir başka önemli belirti olduğuna değinen Doç. Dr. Karataş, devamında şunları anlatıyor:
“Buna aşırı terleme eşlik edebiliyor ya da sürekli bir soğuk veya sıcak hissi gelebiliyor. Tiroid hastalığından etkilenen bireyler, hipotiroidizm durumunda olduğu gibi aşırı bir soğuk algısı yaşayabiliyor. Aksine aşırı miktarda hormon üretimi, yani hipertiroidizm ise aşırı ve kontrolsüz terleme ile sonuçlanan ısı intoleransı koşulları yaratabiliyor.”
Tiroid bozukluklarının bir başka yaygın semptomu ise kas krampları… Bu kramplar ağrıyla seyredebiliyor. Öyle ki kişinin fiziksel, hatta iş aktivitelerini gerçekleştirme yeteneğini bozabiliyor.
Anksiyete, depresyon ve sinirliliğe yol açabiliyor
Psikolojik bozuklukları belirtiler arasında yer alıyor. Doç. Dr. Karataş, tiroid bozukluklarının anksiyete, depresyon ve sinirlilik gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceğini belirterek, “Bu belirtiler kişinin yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabiliyor. İş ve sosyal ilişkilerini bile olumsuz yönde etkiliyor” diye konuşuyor.
Tüm bu belirtilere ek olarak, tiroid bozulukları yaşayanlarda görülen diğer belirtiler ise şöyle sıralanıyor: Tiroid hormon düzeyine göre kalp ritmi bozuklukları, kan şekeri değişimi, kabızlık, ishal, saç dökülmesi, yüksek kan yağları, adet dönemi düzensizlikleri, cinsel bozukluklar ve kemik kaybı.
Tanıda çeşitli yöntemler kullanılıyor
Gelelim tiroid bozukluğunun teşhisine… Doğru tanı için endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurmak gerekiyor. Tanı koyma sürecinde öncelikle kandaki tiroid hormonlarının ve antikorların düzeyleri ölçülüyor.
Tiroid bezinin büyüklüğünü ve bileşimini incelemek için ultrason yapılıyor. Tiroid hormon fazlalığında bezde büyüme ya da düğümcük (nodül) varsa tiroid sintigrafisi kullanılıyor.
{ilgili-metin-[{title}“En sık görülen tiroid hastalığı hashimotodur. Genellikle kadınlarda görülen hashimotoda hastaların önemli bir kısmında tiroid bezi az çalışır. Yorgunluk, kilo alma, saç dökülmesi, depresyon, kan yağlarının yüksekliği hashimoto hastalığının sık görülen belirtileridir. Otoimmün kökenli olan hashimoto hipotiroidi durumunda ömür boyu sentetik ilaçla tedavi sağlanıyor.”{title}{source}Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Karataş{source}{theme}grey{theme}]}
En sık görülen tiroid hastalığı: Hashimoto
Tanı konulduktan sonra sırayı tedavi süreci alıyor. Tedavide tiroid hormonunun işlevinin azlığına ya da fazlalığına göre hareket ediliyor. İşlev azlığı durumunda ilaçlar, yani sentetik olarak üretilen tiroid hormonları kullanılıyor. Doç. Dr. Karataş burada hashimotoya bir parantez açıyor:
“En sık görülen tiroid hastalığı hashimotodur. Genellikle kadınlarda görülen hashimotoda hastaların önemli bir kısmında tiroid bezi az çalışır. Yorgunluk, kilo alma, saç dökülmesi, depresyon, kan yağlarının yüksekliği hashimoto hastalığının sık görülen belirtileridir. Otoimmün kökenli olan hashimoto hipotiroidi durumunda ömür boyu sentetik ilaçla tedavi sağlanıyor.”
İşlev fazlalığı (hipertiroidizm) durumunda ise hormonların salgılanmasını engelleyen ilaçlar kullanılıyor. Şayet ilaç tedavisiyle bir sonuç elde edilemiyorsa tiroid otonomisi olan hastalarda cerrahi veya radyoiyot tedavisi gibi seçenekler de kullanılıyor.
Grafik: Ayhan Akgün