Çocuklardaki ani ölümler kalp krizi değil kalıtsal
Kalp ve damar hastalıkları dünyadaki başlıca ölüm sebeplerinden biri. Her yıl yaklaşık 18 milyon kişi kalp ve damar hastalıklarına bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Beslenme alışkanlıkları, obezite, sigara kullanımı ve benzeri risk faktörleri özellikle kalp krizine bağlı ölümlerde artışa yol açıyor. Peki, kalp krizi riski çocuklarda da artıyor mu? Çocuk ve genç yaşta meydana gelen ani ölümler de kalp krizi kaynaklı mı? Medipol Üniversitesi Çocuk Kardiyoloji Bölüm Başkanı Çocuk Kardiyoloji ve Elektrofizyoloji Uzmanı Prof. Dr. Volkan Tuzcu, erişkinlerde çok sık yaşanan kalp krizlerinin çocuklarda da görüldüğüne dair yanlış bir algı olduğunu söylüyor.
"Kalp krizi çocuklarda son derece nadir görülür"
Tuzcu, "Çocuk ve genç yaştaki ani ölümler her ne kadar kalp krizi olarak halk dilinde geçse de, aslında çoğunlukla kalıtsal nedenlere dayanıyor" diyor ve bu farkı şöyle anlatıyor:
"Yanlış bir algı var. Kalp krizleri, kalp damarlarını besleyen, koroner arter dediğimiz kalbin dışındaki kalp kasını besleyen damarların tıkanmasıyla oluşan bir olay. Çocuklarda bu son derece nadir görülüyor. Çocuklarda ani kalp ölümüne yol açan başka hastalıklar var. Erişkinlerden biraz farklılık gösteriyor bunlar. Genellikle kalp ritim bozukluklarına bağlı ve genetik kökenli oluyor. Toplumda genellikle kalp krizi deyince sanki aynı şeymiş gibi algılanıyor. Yani ani ölen bir gence baktıkları zaman kalp krizi geçirmiş diyorlar. Aslında ikisi arasında büyük bir fark var. Çocuklarda o tür kalp krizleri nadir olduğu için, genellikle genetik kökenli sebeplere bağlı olduğu için sayısında da genel olarak bir artış olmuyor."
Prof. Dr. Volkan Tuzcu çocuklarda ve genç yaşta kalbe bağlı ani ölümlerin nedenlerini ise şu şekilde açıklıyor:
"Çocuklarda bir kısım rahatsızlık, kalp kasının kalınlaşması veya doğuştan bazı damar anomalileri gibi durumlardan dolayı oluyor. Çocuklardaki ve gençlerdeki ani ölümlerin sebepleri bu şekilde doğuştan gelen problemler, bir kısmı ritim bozukluğuyla ilgili, bir kısmı kalp kasının kalınlaşması gibi kalp kası hastalıklarına bağlı. Bunların sıklığı da, ani kalp ölümleri de erişkinlere göre daha nadir."
Çocuk ve genç yaşta edinilen alışkanlıklar erişkinlikte kalp sağlığını etkiliyor
Beslenme, diyabet, sigara kullanımı, stres ve daha fazlası... Erişkinlerde kalp rahatsızlıkların ve hatta kalp krizine yol açabilen önemli risk faktörleri. Kalp krizleri daha çok koroner arterleri ilgilendiren krizler... Yaşlandıkça koroner arterlerde daralma, tıkanma gibi problemler görüldüğü için risk faktörleri ne kadar çoksa erişkinlerde kalp krizi riski de artıyor. Çocuk yaşta edinilen hatalı alışkanlıklar risk faktörlerinin temelini oluşturuyor. Prof. Dr. Volkan Tuzcu hem bu konuya hem de genetik yatkınlık konusuna dikkat çekiyor:
"Amerikan Kalp Birliği'nin o yüzden önerisi var. On, on iki yaş civarındaki çocukların mutlaka bir kere açlık, kolesterol değerlerine bakılması gerek. Yani rutin olarak, bütün çocuklarda. Bunun sebebi eğer gerçekten kolesterol yüksekliği gibi bir durum varsa, ki bu her zaman obeziteyle olmuyor, genetik köken de olabiliyor. Bazı zayıf insanlarda da kolesterol çok yüksek olabiliyor. Bunu baştan yakalamanın çok büyük önemi var. Dolayısıyla çocuklardaki obezite gibi, erken yaştaki kolesterol yüksekliği gibi durumlar, erişkin yaşlarda kalp krizi geçirmenin ön bulguları olabiliyor.
Ama genellikle bunlar çocuk yaşta kalp krizine yol açmıyor. Erişkin yaşlarda oluyor kalp krizleri yine de. Erken yakalamanın bu açıdan önemi var. Erken tedavi ile erişkin yaşta görülecek problemlerin bir kısmına engel olmuş oluyoruz."
Peki çocuklarda hangi kalp rahatsızlıkları görülüyor
Volkan Tuzcu her ne kadar kalp krizi vakaları çocuklarda çok nadir olsa da, ciddi kalp hastalıkları görülebildiğini söylüyor. Peki doğumsal ya da genetik sebeplerle ortaya çıkan ve ameliyat gerektirebilen bu rahatsızlıklar nasıl belirtiler veriyor?
"Bulgusu bazen çocukta kolay yorulma, morarma krizleri, bayılma olabiliyor. Diğer bir grup da, çarpıntılar, bayılmalar... Bunlar da kalp ritim yani kalp elektrik işlemiyle ilgili bozukluklarda olabiliyor. Çocuk ne kadar küçükse tabii şikayet etme ihtimali de o kadar düşük oluyor. O yüzden bu hastalıkların bir kısmı rutin çocuk doktoru muayenesinde veya herhangi bir sebeple EKG çekildiği zaman ortaya çıkıyor. Burada önemli olan çocuklarda çarpıntı, bayılma veya morarma atakları gibi durumlar olduğu zaman ailelerin çocuk kardiyoloji uzmanına gitmesi... Elektro fizyoloji eğitimi almış bir çocuk kardiyoloğuna gitmeleri daha uygun. Çünkü en iyi gibi değerlendirme ancak öyle olabiliyor. "
Ani kalp ölümlerinin sırrı DNA'da
Prof. Tuzcu, çarpıntı ve ani ölümlerde, ailedeki ani ölüm hikayesinin önemine dikkat çekiyor.
"Çünkü bu sık atlanılan bir konu. Hep haberlerde görülüyoruz, genç yaşta aniden öldü gibi... Fakat orada çok önemli bir şey atlanıyor çoğunlukla. Bu genç yaşlardaki ani ölümlerin büyük çoğunluğu genetik kökenli. Yani bu ne demek? DNA'da aslında bir anormallik var. Dolayısıyla çoğu aslında taşıyıcılığı anne ya da babadan alıyor. Dolayısıyla kardeşlerinde ya da annede babada da bu hafızanın olma ihtimali epey oluyor. O yüzden mesela böyle ani ölümden dönen ya da ani ölen insanlarda hemen kardeşlerinin anne babasının mutlaka kalp açısından taranması gerekiyor."
Peki kontroller yapıldığında bu tür vakalar engellenebiliyor mu? Prof. Dr. Volkan Tuzcu'ya son olarak bu soruyu yöneltiyoruz:
"Tabii ki çok büyük oranda engelleniyor. Teşhisi koyduğumuz zaman genetik hasta olduğu için kardeşlerine de bakıyoruz. Anneye babaya bakıyoruz. Genetik kökenli olduğu için genetik test yaptığımız zaman çoğunlukla sebebi bulabiliyoruz.
Mesela gençlerdeki en sık ani ölüme yol açan kalple ilgili hastalıklardan bir tanesi kalbi kalınlaştıran genetik bir hastalık. Hiçbir şikayeti olmayabiliyor hastanın. Ta ki aniden ölene kadar. Bazen bayılmalar olabiliyor. Ama işte o bayılmalar eko kardiyografi gibi tetkikle değerlendirilmezse yakalanmayabiliyor. Hastalarımızda biz bunu diyelim ki hiçbir şikayet yokken tetkikle bulduk. İlaç tedavileri, spor aktivitelerinin yasaklanması ya da ameliyatla pil takılması gibi yöntemlerle o ani ölümler veya bayılmalar çok büyük ölçüde engellenebiliyor."