COVID-19 neden kalp rahatsızlıklarını artırdı?
Aylarca süren kısıtlamalar, hastalıkla mücadele eden milyonlar ve korunmak için yapılan aşılar... Salgın süresince odak noktada olan COVID vakaları, pandeminin ardından yerini başka rahatsızlıklara bıraktı. Kısıtlamalar süresince tedavileri aksayan kronik hastalardan, hareketsizlik ve beslenme bozukluğu nedeniyle sağlıklı insanlarda artan problemlere, salgın sonrası öncesine oranla daha fazla hastalıkla mücadele gerektiriyor.
Yapılan araştırmalara göre özellikle kalbe bağlı rahatsızlıklar ve kalp krizlerinde dramatik bir artış meydana geldi. Öyle ki, ABD'de yapılan araştırma sonuçlarına göre pandemi, kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde yaşanan on yıllık düzelmeyi tersine çevirdi. Peki neden? Bu soruyu Siyami Ersek Kalp ve Damar Hastalıkları Merkezi’nden Prof. Dr. Barış Güngör'e sorduk. Güngör salgının üzerinden geçen süre zarfında bilim dünyasının elinde yeterli oranda veri oluştuğu bilgisini bizlerle paylaştı. Bu verilere göre de kalp krizi vakalarındaki artış, COVID-19 vakalarıyla paralellik gösteriyor.
"COVID kalp hastalıklarında belirgin artış yaptı"
ABD'de Cedars-Sinai Hastanesi Smidt Kalp Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, pandemi sırasında kalp krizlerindeki dramatik artışın kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde yaşanan on yıllık düzelmeyi tersine çevirdiği sonucunu kamuoyuyla paylaştı. Türkiye'de benzer çalışmalar yapıldığını anlatan Barış Güngör, COVID döneminde sağlık sisteminin çok yoğun olmasının kalp hastalığı gibi ciddi bir hastalığa sahip kişilerin tedavisinde aksamalara yol açtığını söylüyor.
"Hasta takiplerinde, hastanın kontrole gelmesinde, yatan hastaların uygun tedavileri almasında bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıkıntılar yaşadık. Bu durum kalp kriziyle alakalı ölümlerin artmasına sebep oldu."
Peki bu artışın tek nedeni pandemi döneminde aksayan sağlık sisteminden mi kaynaklanıyor? Güngör, COVID 19 virüsünün yapısı itibarıyla aslında bir kalp damar hastalığı olduğunu anlatıyor:
"İlk başta COVID ne diyorduk? Göğüs hastalıkları hastalığı gibi düşünüyorduk ama şimdi öğrendik ki COVID aslında kalp damar hastalığıymış. Geçmiş dönemle COVID zamanını karşılaştırarak bazı çalışmalar yapılıyor ve tabii bunlar toplum bazlı çalışmalar olunca milyonlu rakamlara ulaşabiliyor. Genel olarak COVID zamanında kalp krizi nedenli ölümler daha fazla. Bunun da sebebi zaten tabii ki asemptomatik hastalık diye bir şeyin olması. Hasta COVID geçirdiğini bilmeden komplikasyonları belki COVID geçirdikten aylar sonra bile yaşayabilir. Bu nedenle kardiyovasküler tutulum nedeniyle COVID zamanında bir artış olduğu çok aşikar."
Güngör COVID'in dolaşım sistemi ve kanın kimyasıyla ilgili yarattığı problemlerin yanı sıra, uzun COVID'e maruz kalanları işaret ediyor.
"Uzun dönem COVID dediğimiz şey tamamen farklı bulgular veriyor. Hasta tamamen normal seyrederken beklenmeyen bir nörolojik komplikasyon, toplardamarlarında pıhtı oluşması veya birden kalp krizi gelişmesi ile hastaneye başvurabiliyor. Bir sene önce COVID geçirmiş kişilerde dahi uzun dönemde kalp hastalığında bir artış aşikar oluyor. Biz de onu fark ediyoruz artık."
"En çok aşılama koruyor"
Türkiye'de 18 yaş üstü nüfusun yaklaşık yüzde 86'sı COVID'e karşı en az iki doz aşı yaptırdı. Barış Güngör de maske ve izolasyon önlemleri ne kadar alınsa da salgının aşı sayesinde atlatıldığını hatırlatıyor. Kalple ilgili yaşanan sıkıntıların da daha çok COVID geçirmiş kişilerde görüldüğünü söylüyor.
"Ülkemizde de aşılama sayesinde biz bu hastalığı yendik ki aşılama hastalığın çok hafif atlatılmasını sağlıyor. Kalp hastalığı, mesela kardiyo, miyopati, kalp büyümesi veya kalp yetersizliği nedenli ölümler, COVID virüsü bulaşıp da hastalanan kişilerde çok daha fazla görülüyor ve komplikasyon riski yüksek. Aşılama toplum sağlığı açısından hastalığı bitirmenin tek yöntemi gibi gözüküyor şu an."
Peki COVID kaynaklı kalp hastalıklarından en çok hangi yaş grupları etkileniyor. Güngör bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
"COVID ilk başta hep yaşlı hastalığı diye duyulunca gençler kendini çok korumayınca, gençlerde sayı olarak çok arttı. Kalp krizi vakalarında da, kırklı, kırk beşli yaşlarda insanlarda biraz daha ön plana çıkmış durumda. Genç insanlar için hayat kalitesinde ciddi bir azalmaya yol açabilecek çok yan etkileri var. Hepsi de bunların kardiyovasküler sistem."