Türk hekimlerden büyük başarı: Tedavi yöntemleri "uluslararası patent" aldı
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Sepici Dinçel, Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Altay Uludamar ile Ağız ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Erdal Ergünol'ün diş ve kemik yapısının güçlendirilmesine ilişkin 3,5 yıldır sürdürdüğü çalışmalarda sevindirici bir gelişme yaşandı.
Dünya Fikri Mülkiyet Ofisi (WIPO), yapılan başvuru üzerine, hayvan deneyleri başarıyla tamamlanan ve faz çalışmaları devam eden yeni tedavi yönteminin 156 ülkede korunabileceğini olumlu inceleme raporuyla onadı. Yöntem, böylelikle Uluslararası Patent (PCT) sürecini başarıyla tamamlamış oldu.
Ulusal patenti de alınan çalışmayla diş kayıplarının önüne geçilmesi, ayrıca implant gibi zorlu ve uzun süreli tedavilerde iyileşme süresinin kısaltılmasını amaçladıklarını anlatan Prof. Dr. Uludamar, sürecin çok başında olduklarını vurguladı.
"İlk kez uygulanacak bir yöntem"
Prof. Dr. Uludamar, sağlık alanında uluslararası patent alabilmenin zorlu bir süreç olduğuna işaret ederek, "Gelen patent raporunda, yöntemimiz 'yeni, özgün ve endüstriyel olarak uygulanabilir' şeklinde tanımlandı. Bu bizim için çok önemliydi, umarım çalışmalarımız tamamlandığında, ilk kez bizim tarafımızdan uygulanacak bir yöntem olacak" dedi.
Şu ana kadar elde edilen sonuçların olumlu olduğunu vurgulayan Uludamar, "Türkiye'den özellikle sağlık alanında bir patent başvurusuna tamamı olumlu geri dönüş yapılması bizler için de gerçekten çok büyük bir gurur kaynağı" diye konuştu.
"Daha kaliteli bir kemik yapısı oluşturulması sağlanacak"
Yeni tedavi yönteminde insan vücudunda yer alan proteinleri kullandıklarını anlatan Uludamar, "Yani vücudun kendi mekanizmasının kullanılmasıyla iyileşmenin hızlandırılması ve daha kaliteli bir kemik yapısı oluşturulması sağlanacak. Güzel tarafı, yöntem iyileşme istenen bölgeye lokal olarak uygulanabilecek" bilgisini paylaştı.
"İmplant tedavisinde iyileşme sürecini kısaltabileceğiz"
Uludamar, tüm çalışmaların olumlu sonuçlanması durumunda hastaların diş tedavi süreçlerinin kolaylaşacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Arzu ettiğimiz şekilde ilerleyebilirsek diş eti hastalıklarına bağlı, dişi çevreleyen dokuların kaybında tekrar kemik oluşturulması bu yöntemle mümkün olacak. Yani diş kayıplarının en aza indirilmesi sağlanacak. Ayrıca implant tedavisinde iyileşme sürecini kısaltabileceğiz."
Bu tip bilimsel çalışmaların geliştirilip hayata geçirilmesinde özel sektörün sponsorluk desteğinin büyük önem taşıdığını dile getiren Uludamar, deneysel çalışmaların devam ettiğini, klinik denemelerine de en kısa zamanda başlamaya planladıklarını aktardı.