•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • ONLINE MUAYENEHANE
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • Türk hekimlerin "COVID sonrası koku bozukluğu" tedavisi literatüre girdi

Türk hekimlerin "COVID sonrası koku bozukluğu" tedavisi literatüre girdi

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 2787
  • Sağlık

Türk hekimlerin

COVID-19'u atlatmasına rağmen belirtilerini taşımaya devam eden bazı kişiler, koku bozukluğu yaşayabiliyor. Hastalar, COVID-19 sürecinde koku reseptörleri ve beyinlerindeki koku bölgelerinde meydana gelen hasar dolayısıyla kokuları farklı algılıyor ya da karıştırıyor.

Koklanan kahveden acımtırak, soğandan çürük ya da bozulmuş yemek, gül esanslı parfümden kötü koku alınabilirken, bazı hastalar kendi ter kokusuna bile katlanamaz hale geliyor.

Bu nedenle yaşam kaliteleri düşen hastalar, depresyona giriyor, yemek yiyemedikleri için ciddi kilo kaybına uğruyor, sosyalleşirken sıkıntı yaşıyor ya da unutkanlık sorunuyla karşılaşıyor.

Parosmi tedavisinde dünya tıp literatürüne giren ilk çalışma

Koku bozuklukları üzerine incelemeler yapan Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem Hastanesi KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Altundağ ve ekibi de COVID-19'un ardından parosmi yaşayan hastalarının katılımıyla çalışma başlattı.

Çalışmada, viral enfeksiyonlar için 2009'da Thomas Hummel'ın geliştirdiği ve 2015'te Altundağ tarafından yeniden uyarlanan ve geliştirilerek farklılaştırılan "modifiye koku egzersizi yöntemi" kullanıldı. 9 aylık süreçte, hastaların kokuları farklı algılama sorunlarının düzeldiği gözlendi.

Altundağ ve ekibinin bu çalışmalarını kaleme aldığı "Modifiye koku egzersizi, COVID-19 kaynaklı parosmi için etkili bir tedavi yöntemidir" başlıklı makale de Amerikan Kulak Burun Boğaz Akademisinin uluslararası hakemli dergisinde yayımlandı.

Böylece Türk doktorlarının parosmiye karşı geliştirdiği tedavi yöntemi, bu hastalıkta etkinliği ispatlanan ilk çalışma olarak dünya tıp literatürüne kazandırıldı.

Bir yıldır kokuları kötü algılayanlar vardı

Prof. Dr. Altundağ, COVID-19'da gelişen "koku alamama (anosmi)" durumundan yaklaşık 2-3 ay sonra ortaya çıkan parosminin, hastalığın ardından kendini toparlamaya çalışan vücudun, yanlış iyileşme mekanizması ile koku moleküllerini tanıyamaması sonucu oluştuğunu, bazı kişilerde çok uzun sürdüğünü ve tedavi edilmediğinde kalıcı olabildiğini anlattı.

COVID-19 nedeniyle parosmi hastalarını yaygın görmeye başladıklarına dikkati çeken Altundağ, kendisine başvuranların, genelde 6 ay ya da 1-1,5 yıldır bunu yaşayan ve çeşitli tedaviler alsalar da koku duyusunda düzelme sağlanmamış hastalar olduğunu aktardı.

Altundağ, kişinin, karantina dönemi bittiğinde parosmisi de kendi kendine geçiyorsa herhangi bir tedavi almasına gerek kalmadan normal hayatına devam edebildiğini dile getirdi.

Amerika'daki birçok klinikte bu yöntem kullanılmaya başlandı

Salgında birçok parosmi hastasını takip ettiklerini ancak çalışmaya belirli kriterlere uyan 75 kişiyi aldıklarını belirten Altundağ, hastaların 9 ay boyunca, sabah ve akşam olmak üzere 3 ayda bir içeriklerini değiştirdikleri kokularla egzersiz yaptığını ifade etti.

Altundağ, çalışmalarının Amerikan Kulak Burun Boğaz Akademisinin hakemli dergisinde kabul edildiğini anlatarak, "Amerika'da özellikle pek çok klinik, bizim kullandığımız ve uyguladığımız metodu hastalarına uyguladıklarını söyledi. Bu da bizim için sevindirici bir gelişme oldu. Farklı ülkelerde, farklı kültürlerde bu modifiye metodun etkinliğine bakıyoruz şu anda." diye konuştu.

Baharatlı, meyvemsi, çiçeksi ve reçineli kokularla egzersiz yapılıyor

Bazı hastalarda tedaviye 1-1,5 ayda, bazısında ise 9 ayda yanıt aldıklarını belirten Altundağ, hastalığın şiddetinin, yaş faktörünün, tütün ürünlerini kullanmıyor olmanın, ek hastalıkların bulunmamasının tedavideki başarıyı etkilediğini söyledi.

Prof. Dr. Altundağ, tedavi aşamasında baharatlı, meyvemsi, çiçeksi ve reçineli kokular kullandıkları aktararak, şöyle devam etti:

"İlk basamakta, klasik koku egzersizi olarak gül, limon, karanfil ve okaliptusla başladık. Daha sonra bunlara gardenya, yasemin, yeşil çay, bergamot, kekik, biberiye ekledik. Farklı baharatlı kokuları da ekledik. Çünkü buradaki felsefe şu, her koku molekülü bir koku reseptörüne tutunur. Koku reseptörü anahtar kilit modeliyle bir aksiyon potansiyeli, mikrovolt düzeyinde bir elektriksel aktivasyon oluşturur. Dolayısıyla siz ne kadar farklı kokuyu verirseniz, farklı reseptörlerle koku soğancığını ve beyindeki sinirsel ağı daha yoğun çalıştırmış oluyorsunuz."

İyileşen hastaların yemek yiyememe sorunları geçti

Çalışmada süreyi, kokuların çeşitliliklerini ve koku setlerinin sayısını artırdıklarını bildiren Altundağ, koku hücrelerine elektriksel sinyal oluşturabilmek için farklı koku molekülleri yolladıklarını söyledi. Altundağ, böylece koku alma bozukluğu skorları yükselen ve kokuları olduğu gibi algılamaya başlayan hastaların yemek yiyebilir hale geldiklerine dikkati çekti.

Altundağ, hastalara sadece koku testi yapmadıklarını, parosmi değerlendirmesiyle bu rahatsızlıktan ne kadar muzdarip olduklarını da gözlemlediklerini ve süreç içerisindeki iyileşmelerini raporladıklarını dile getirdi.

Koku egzersizleri her hastaya özel planlanıyor

Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, "Tedavi uyguladığımız tüm hastalarda kalıcı ve total iyileşme gördük. Hastalar hiçbir şikayeti olmadan şu anda günlük hayatlarına devam ediyor." dedi.

Koku egzersizine başlamadan önce kişideki parosminin hekim tarafından değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Altundağ, şunları kaydetti:

"Mesela bir kişiye yumurta çok kötü bir koku olarak gelebiliyor. Bir kişiye soğan çok kötü gelebiliyor. Dolayısıyla koku egzersizi yaparken de sizi tiksindirecek kokularla yaptığınızda iyileşmeyi olumlu etkilemiyor. O yüzden bu hastalara tedavi öncesinde koku testi de yapıyoruz. 'Hedonik skala' diyoruz. Yani koku size keyif verdi mi? Rahatsız mı etti? Bunları da sorgulamak gerekiyor. O zaman kişiye özgü tedaviler artıyor."

Altundağ, genel kokulardan da fayda görüldüğünü ancak hastaların bunlar arasında kötü hissettikleri varsa, iyi algıladıkları kokularla bu egzersizi yapması gerektiğini sözlerine ekledi.

Webofisin 4
Webofisin 2
Webofisin 1
Webofisin 3
Webofisin 7
Webofisin 6
Webofisin 5

Doktorlarımızdan

  • Uzm.Dr. Kadir Göde

    Biorezonans

    Biorezonans

    Biorezonans, vücudun elektromanyetik frekansları üzerinden teşhis ve tedavi yapılmasını sağlayan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, vücudun enerji alanını ve titreşimlerini kullanarak hastalıkların...

  • Prof. Dr. Alpin Güneri MD MSc

    Baş Boyun Kanserleri

    Baş Boyun Kanserleri

    (Bu sayfada yer alan görüntüler hastanın izni ile ameliyathane dışından veya bilimsel yayından elde edilmiştir)Topluca baş boyun kanserleri olarak bilinen kanserler, baş ve boynun içindeki m...

  • Prof.Dr. Turan Uslu

    Kuru İğne Tedavisi Nedir?

    Kuru İğne Tedavisi Nedir?

    İMS (Kuru İğne Tedavisi) Nedir ?Şekil olarak akupunktura çok benzeyen ama uygulamalarda farklılıklar gösteren, kaslara iğne yapılmasıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir.Kas-iskelet sistemi ağr...

  • DOKTOR İYİLİK GÜZELLİK

    ENDOMETRİUM (RAHİM İÇİ KANSERLER)

    ENDOMETRİUM (RAHİM İÇİ KANSERLER)

    ENDOMETRİUM (RAHİM İÇİ KANSERİ) Rahim içi kanseri nedir?Uterus yani rahmin iç kısmının kanseridir. En sık görülen kadın üreme sistemi kanseridir. Menopoz sonrası yaşlarda, 50-60 yaş, en sık görül...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Rinoplasti sonrası koku alma kaybı olur mu?

    Rinoplasti sonrası koku alma kaybı olur mu?

    Rinoplasti ve özellikle rinoseptoplasti (burun içi eğriliğinin de düzeltildiği) operasyonları sonrasında 4-6 hafta koku kaybı olması normaldir. Koku alma reseptörlerinin yer yer dağıldığı ...

  • Uzm.Dr. Melda Bolat Bilsel

    PRP TEDAVİSİ

    PRP TEDAVİSİ

    PRP İLE HÜCRESEL TEDAVİ NEDİR?PRP (Platelet Rich Plasma) platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidirHastalardan alınan kan ,santrüfüj işle...

  • Prof.Dr. Seher Naz Yeni

    Jeneralize Nöbetler

    Jeneralize Nöbetler

    Jeneralize NöbetlerJeneralize nöbetler tüm beyne yayılırlar. En sık rastlanan tipi jeneralize tonik-klonik nöbetlerdir. Halk arasında sara nöbeti denince bu nöbet şekli akla gelir . Kısaca kişi ...

  • Prof.Dr. Hakan Alagözlü

    Gastroenteroloji konusuna giren belirtiler ve hastalıklar

    Gastroenteroloji konusuna giren belirtiler ve hastalıklar

    Yemek borusu (özofagus)Ağza acı su gelmesi, göğüs kemiği arkasında yanma hissi, yutma güçlüğü, yutarken takılma hissi, göğüste yumruk hissi, ağız kokusu olan hastalarda Reflü hastalığı (GÖRD), ...

  • Prof. Dr. Nilda Sütay Süslü

    Parotidektomi Ameliyatı Rİskleri

    Parotidektomi Ameliyatı Rİskleri

    Parotidektomi ameliyatı riskli midir?Parotidektomi ameliyatı, parotis denilen tükürük bezi tümörlerinde yapılan ameliyattır. Parotidektomi ameliyatı, öncelikle yüz siniri ile ilgili bazı riskler taşı...

  • Prof.Dr.Ayşenur Meriç Hafız

    Tükürük Bezi Tümör Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

    Tükürük Bezi Tümör Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

    Tükürük Bezi Tümör Ameliyatının Riskleri Nelerdir?Tükürük bezi tümör cerrahisinde en büyük risk geçici veya kalıcı yüz felcidir. Fakat son yıllarda tüm ameliyatlarda kullandığımız sinir...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Zafer Karaca
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2025, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • ONLINE MUAYENEHANE
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim