•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • ONLINE MUAYENEHANE
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • Aşırı deterjan kullanımı temiz su kaynaklarını tehdit ediyor

Aşırı deterjan kullanımı temiz su kaynaklarını tehdit ediyor

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 1079
  • Sağlık

Aşırı deterjan kullanımı temiz su kaynaklarını tehdit ediyor

Küresel ısınma ve iklim değişikliği, aşırı nüfus artışı, kontrolsüz sanayileşme, plansız kentleşme ve kirliliğin sınırlı su kaynakları üzerindeki baskısı giderek artarken, dünyayı saran yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle su, uzun zamandır hiç olmadığı kadar değerli hale geldi. 

Koronavirüs tedbirleri kapsamında, şehirlerdeki cadde ve sokakların deterjan ve dezenfektan gibi kimyasallarla yıkanması, açık ve kapalı alanların ilaçlanması gibi uygulamalarla kimyasallar, topraktan yeraltı sularına, kanalizasyon sistemlerinden arıtma tesislerine, yağmur suyu toplama kanalları aracılığıyla da akarsu ve denizlere doğrudan karışıyor.

Suyun gereksiz kullanımı ve kirletici faaliyetler, su kaynakları üzerinde yoğun bir baskı oluştururken, toplumu da gelecekte temiz su bulamama tehdidiyle karşı karşıya bırakıyor.

"Pandemi bize suyun ve gıdanın önemini bir kez daha hatırlattı"

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, Türkiye'de su kaynaklarının güncel durumu ile COVID-19 salgını sürecinin denizler ve çevre üzerindeki etkilerini anlattı.

Pandemi sürecinde uyulması gereken üç ana kuralın sosyal mesafe, izolasyon ve temizlik olduğunu hatırlatan Albay, "Uzun zamandır su hiç bu kadar çok iyi anlaşılmamış, konuşulmamış ve önemi kavranmamıştı. Pandemi bize suyun ve gıdanın önemini bir kez daha hatırlattı" dedi.

Albay, su kaynakları yönetimi, su güvenliği ve gıda güvenliği alanında yetkin mühendisler yetiştiren su bilimleri fakültelerinin öneminin de bu dönemde daha iyi anlaşıldığını vurguladı.

"Bu önlemlerin süreklilik göstermesi hayati önem taşıyor" 

Türkiye'deki deniz ve iç su kaynaklarından bahseden Prof. Dr. Albay, şöyle konuştu:

"Başta Marmara Denizi olmak üzere Karadeniz ve Ege Denizi'nin bazı bölümlerindeki su kalitesinde ve ekosistemde tahribat var. Özellikle Marmara Denizi'ne geçmişte kötü davrandık. Evsel ve endüstriyel atıkları hiçbir işleme tabi tutmadan denize verdik. Haliç'i ve İzmit Körfezi'nin su kalitesini 4. sınıf su kalitesi değerlerine düşürdük. Biyoçeşitliliğe büyük zarar verdik. Son yıllarda alınan önlemler sayesinde su kalitesinde iyileşme gözle görülür hale gelse de sürdürülebilir ve izlenebilir önlemler alınması ve bu önlemlerin süreklilik göstermesi hayati önem taşıyor."

Prof. Dr. Albay, Türkiye'deki iç su kaynaklarının ise daha önemli sorunlarla yüz yüze olduğunu ifade etti. 82 milyon nüfusa sahip Türkiye'de kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1400 metreküpün altına düştüğüne dikkat çeken Albay, şunları anlattı:

"2030 yılına gelmeden su fakiri olma riskimiz var. Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi'nde belirtildiği gibi suyu bütüncül yaklaşımla yönetmemiz gerekiyor. Suyun döngüsü ve kullanımını her basamakta izleyip tehditleri ortadan kaldırmak lazım. Gereksiz su tüketiminin geleceğimizden çalmak olduğunu anlamak gerekiyor."

"Kullandığımız dezenfektan ve deterjanlar sularımıza karışıyor"

Salgın sürecinde virüslerden korunmak için birçok kimyasalın daha fazla kullanıldığına dikkat çeken Albay, şöyle konuştu:

"Gereğinden fazla deterjan harcamaları yapılıyor. Oysa ki kullandığımız dezenfektan ve deterjanlar sularımıza karışıyor ve kirlenmesine neden oluyor. Suyun miktar ve kalite olarak yetersiz hale gelmesi toplumda en temel ihtiyaçların bile karşılanmamasına neden olur. Toplumun ve bireylerin yaşam kalitesi düşer. Başta içme suyu ihtiyacı olmak üzere temizlik ve hijyen temelli sağlık sorunları ortaya çıkar. Bölgesel bazda salgın hastalıklarda artış görülür. Su kirlenmesine bağlı insan ölümlerinde kayda değer miktarlarda patlamalar yaşanır. Su yetersizliği nedeniyle tarımsal üretim ve sanayi üretimi zarar görür. Su paylaşımı ile ilgili yerleşim birimleri arasında çatışmalar başlar, toplumsal huzur bozulur."

"Çamaşır suyu tahriş edici olan bir madde"

Kimyasalların suda yaşayan canlılarda birikim yapma ihtimali olduğuna değinen Albay, yüksek konsantrasyonlarda suya karışan deterjanların balık, midye, alg gibi deniz canlılarında toksik etki yapacağını vurguladı.

Balıkların solungaçları ve organlarının kimyasalların etkisiyle zarar göreceğini, balıklarda hematolojik, hormonal ve enzim bozuklukların oluşabileceğini anlatan Prof. Dr. Albay, bu süreçten planktonların da büyük zarar göreceğini belirtti.

Prof. Dr. Albay, "Yani yüksek miktarlarda deterjanın deniz ve göllere karışması durumunda hem su kalitesinde hem de canlı hayatı üzerinde büyük tahribata yol açar. Temizlik ve hijyen amacıyla kullanılan çamaşır suyu kimyasal özelliklerinden dolayı aşırı miktarlarda kullanıldığı zaman öldürücü, zehirleyici, yaralayıcı ve tahriş edici özellikleri olan bir maddedir" dedi.

Diş fırçalarken suyu açık bırakmama önerisi

Prof. Dr. Meriç Albay, suyun bilinçli kullanımının da önemine dikkati çekti. Ülkenin su kaynaklarının bilinçsiz şekilde kullanımı ve tüketiminin gelecek için en büyük tehditlerden birisi olabileceğine işaret eden Albay, "Gelecekte yaşanacak sorunları minimize etmek için şimdiden radikal tedbirler alınmalı, içme suyu, kullanma suyu ve ekosistem için gerekli suyun kullanımı sürdürülebilir şekilde planlanmalıdır." dedi.

Prof. Dr. Albay, başta tarımsal üretim olmak üzere suyun en fazla kullanıldığı, sanayi ve endüstriyel üretim gibi sektörlerde su bütçelerinin gözden geçirilmesi, suyun verimli kullanımını esas alan yöntemlerin ivedilikle uygulanması önerisinde bulundu.

Su tüketiminde bireylere de sorumluluk düştüğünü ifade eden Albay, diş fırçalarken suyu açık bırakmamayı, her türlü aşırı tüketimden kaçınmayı, evlerdeki tesisatı kontrol etmeyi ve gereksiz harcama yapmamayı önerdi.

Webofisin 4
Webofisin 2
Webofisin 1
Webofisin 3
Webofisin 7
Webofisin 6
Webofisin 5

Doktorlarımızdan

  • Uzm.Dr. Kadir Göde

    Biorezonans

    Biorezonans

    Biorezonans, vücudun elektromanyetik frekansları üzerinden teşhis ve tedavi yapılmasını sağlayan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, vücudun enerji alanını ve titreşimlerini kullanarak hastalıkların...

  • Prof. Dr. Alpin Güneri MD MSc

    Baş Boyun Kanserleri

    Baş Boyun Kanserleri

    (Bu sayfada yer alan görüntüler hastanın izni ile ameliyathane dışından veya bilimsel yayından elde edilmiştir)Topluca baş boyun kanserleri olarak bilinen kanserler, baş ve boynun içindeki m...

  • Prof.Dr. Turan Uslu

    Kuru İğne Tedavisi Nedir?

    Kuru İğne Tedavisi Nedir?

    İMS (Kuru İğne Tedavisi) Nedir ?Şekil olarak akupunktura çok benzeyen ama uygulamalarda farklılıklar gösteren, kaslara iğne yapılmasıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir.Kas-iskelet sistemi ağr...

  • DOKTOR İYİLİK GÜZELLİK

    ENDOMETRİUM (RAHİM İÇİ KANSERLER)

    ENDOMETRİUM (RAHİM İÇİ KANSERLER)

    ENDOMETRİUM (RAHİM İÇİ KANSERİ) Rahim içi kanseri nedir?Uterus yani rahmin iç kısmının kanseridir. En sık görülen kadın üreme sistemi kanseridir. Menopoz sonrası yaşlarda, 50-60 yaş, en sık görül...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Rinoplasti sonrası koku alma kaybı olur mu?

    Rinoplasti sonrası koku alma kaybı olur mu?

    Rinoplasti ve özellikle rinoseptoplasti (burun içi eğriliğinin de düzeltildiği) operasyonları sonrasında 4-6 hafta koku kaybı olması normaldir. Koku alma reseptörlerinin yer yer dağıldığı ...

  • Uzm.Dr. Melda Bolat Bilsel

    PRP TEDAVİSİ

    PRP TEDAVİSİ

    PRP İLE HÜCRESEL TEDAVİ NEDİR?PRP (Platelet Rich Plasma) platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidirHastalardan alınan kan ,santrüfüj işle...

  • Prof.Dr. Seher Naz Yeni

    Jeneralize Nöbetler

    Jeneralize Nöbetler

    Jeneralize NöbetlerJeneralize nöbetler tüm beyne yayılırlar. En sık rastlanan tipi jeneralize tonik-klonik nöbetlerdir. Halk arasında sara nöbeti denince bu nöbet şekli akla gelir . Kısaca kişi ...

  • Prof.Dr. Hakan Alagözlü

    Gastroenteroloji konusuna giren belirtiler ve hastalıklar

    Gastroenteroloji konusuna giren belirtiler ve hastalıklar

    Yemek borusu (özofagus)Ağza acı su gelmesi, göğüs kemiği arkasında yanma hissi, yutma güçlüğü, yutarken takılma hissi, göğüste yumruk hissi, ağız kokusu olan hastalarda Reflü hastalığı (GÖRD), ...

  • Prof. Dr. Nilda Sütay Süslü

    Parotidektomi Ameliyatı Rİskleri

    Parotidektomi Ameliyatı Rİskleri

    Parotidektomi ameliyatı riskli midir?Parotidektomi ameliyatı, parotis denilen tükürük bezi tümörlerinde yapılan ameliyattır. Parotidektomi ameliyatı, öncelikle yüz siniri ile ilgili bazı riskler taşı...

  • Prof.Dr.Ayşenur Meriç Hafız

    Tükürük Bezi Tümör Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

    Tükürük Bezi Tümör Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

    Tükürük Bezi Tümör Ameliyatının Riskleri Nelerdir?Tükürük bezi tümör cerrahisinde en büyük risk geçici veya kalıcı yüz felcidir. Fakat son yıllarda tüm ameliyatlarda kullandığımız sinir...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Zafer Karaca
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2025, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • ONLINE MUAYENEHANE
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim