•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • ONLINE MUAYENEHANE
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • Gözlerdeki sinsi tehdit: Glokom

Gözlerdeki sinsi tehdit: Glokom

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 320
  • Sağlık

Gözlerdeki sinsi tehdit: Glokom

Glokom ya da halk arasında bilinen adıyla “Göz tansiyonu” dünya genelinde 80 milyon insanı etkileyen yaygın bir hastalık. Üstelik bu rakamın 2040 yılına kadar 110 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Türkiye’de ise yaklaşık 2 milyon kişinin glokom hastası olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu kişilerin yalnızca 500 bini tanı almış durumda. Yani her dört glokom hastasından üçü, hastalığının farkında olmadan yaşamını sürdürüyor. Bunun en büyük nedeni ise glokomun belirti vermeden, sinsi bir şekilde ilerlemesi.

Peki, glokom neden ortaya çıkıyor? Erken teşhis mümkün mü? Tedavi edilmezse hangi riskleri beraberinde getiriyor? Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Serap Yurttaşer Ocak merak edilen soruları yanıtladı.

{ilgili-metin-[{title}40 yaş üstü bireyler özellikle glokom açısından risk altında. 40 yaş üstü bireyler en az yılda bir kere bir göz doktoruna muayene olmalı ki glokoma bağlı körlükleri yaşamayalım.{title}{source}? Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serap Yurttaşer Ocak {source}{theme}grey{theme}]}

40 yaş üstü kişiler risk altında

Glokomun önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekerek sözlerine başlayan Doç. Dr. Ocak, hastalığın kaynağını şöyle anlatıyor:

“Göz içi sıvısının direnajını yapan kanallarda oluşan tıkanıklık sonucunda gözün içindeki basınç artıyor. Bu basınç da görme sinirinde harabiyete sebep oluyor. Bazen nadiren de olsa göz içi basıncı yüksek değerlerde olmasa bile yine görme sinirinde harabiyete sebep olan yapısal sebepler görülebiliyor. Bunun sonucunda da yine görme siniri harap oluyor. Bu durum ne yazık ki görme yetisinin kaybıyla sonuçlanıyor.”

Dünyada önlenebilir körlükler sıralamasında glokom ikinci sırada yer alıyor. Ancak buna rağmen glokom hastalarının yaklaşık yüzde 10’u tamamen görme kaybıyla karşı karşıya kalıyor. “Çünkü glokom hastalığı belirti vermeden sessiz ve sinsice ilerleyebiliyor” diye bu durumu açıklayan Doç. Dr. Ocak, “Bu yüzden erken tanı ve tedavi konusu çok önemli. 40 yaş üstü bireyler özellikle glokom açısından risk altında. 40 yaş üstü bireyler en az yılda bir kere bir göz doktoruna muayene olmalı ki glokoma bağlı körlükleri yaşamayalım” uyarısında bulunuyor.

Glokomun yüzde 90’ı belirti vermeyen tip

Peki glokom nasıl teşhis ediliyor? Doç. Dr. Ocak, bu önemli soruyu glokom türlerine değinerek yanıtlıyor:

“Glokomun iki ana tipi var diyebiliriz. Glokomun yüzde 90 kadarı açık açılı dediğimiz tip. Ne yazık ki bu tip bazen hafif bir baş ağrısı ya da göz ağrısı yapsa da çoğunlukla belirti vermiyor. O yüzden bu tip oldukça önemli bizim için. Glokom ilerleyici bir hastalık ve görme kaybına çevreden başlıyor. Çevreden başladığı için de hastanın görme kaybını fark etmesi açıkçası güç oluyor. Fark ettiğinde ise oldukça ileri aşamaya gelmiş oluyor. Bu aşamada da neredeyse görme sinir liflerinin yüzde 40'ını kaybetmiş oluyor.”

Fotoğraf: Getty Images

İkinci tip glokom ise daha nadir görülüyor. Ancak bu tipte, diğerinin aksine hastanın fark edebileceği bazı belirtiler görülüyor. Doç. Dr. Ocak, bu glokom türünde ortaya çıkan belirtileri, “Hastanın göz içi basıncı aniden ve oldukça yüksek bir değerlere ulaştığı için baş ağrısı, bulantı, kusma gibi şikayetleri oluyor” diye özetleyerek devam ediyor:

“O yüzden aslında bizim farkındalık oluşturmak istediğimiz, bu nadir görülen tip değil… Yüzde 90'a kadar ulaşan oranlarda görülen sessiz seyreden tür... Hastalar en çok bize televizyon karşısında karanlıkta televizyon izlerken bir baş ağrısı, göz ağrısı yaşadıklarını ama dinlenip uyuyunca bunun geçtiğinden bahsediyor. Aslında bunu önemsemek gerekiyor. Çünkü altında yatan bir glokom olabilir. Bu şikayetleri olan hastaların göz doktoruna başvurmasını öneriyorum.”

Tedavide amaç hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak

Peki glokom tedavi edilebilen bir hastalık mı? Tedavi sürecinde nasıl bir yol izleniyor? “Glokom tamamen iyileşebilen bir hastalık değil. Tedavinin ana hedefi hastanın kalan görme sinirlerini korumak, ilerlemesini yavaşlatmak ve nihayetinde oluşabilecek körlüğü önlemek. Çünkü ilerleyici bir hastalık” diyor Doç. Dr. Ocak. Tedavi sürecini şöyle anlatıyor:

“İlk etapta göz içi basıncını azaltan göz damlaları veriyoruz hastalarımıza. Doktor aksini söylemedikçe de bu damlaları kesmemek gerekiyor. Bu çok önemli. Çünkü hastalar tanı aldıktan sonra tedaviye devam etmezse kaçınılmaz sonla karşılaşıyorlar. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, aslında glokom tanısı alıp tedaviye başlayan hastaların dörtte biri glokom damlasına devam etmiyor. Yine yüzde 50 kadarı ilk 6 ay kullanıyor ve sonra bırakıyor. Çünkü hiçbir şikayetleri olmadığı için damlanın faydasını da anlamıyorlar. Ancak hekimler yaptıkları birtakım özel tetkiklerle oradaki görme sinir kaybının yavaşladığını ya da durduğunu anlayabiliyor. Bu yüzden göz hekimine sormadan damlayı bırakmamak çok önemli.”

Fotoğraf: Getty Images

Ameliyata da başvurulabiliyor

Tedavi süreci ise hastalığın ilerleme hızına göre şekilleniyor. Bazen tek bir damla yeterli olurken bazen ikincisini eklemek gerekiyor. Eğer göz içi basıncı istenilen değerlere ulaşamıyorsa bu kez ameliyat seçeneği gündeme geliyor.

Bu noktada akıllara gelen bir soru da göz içi basınç değerlerinin ne olması gerektiği… 10 ila 21 mm arası göz içi basıncı değerlerini normal olarak kabul ettiklerini ifade eden Doç. Dr. Ocak, “Toplumda ortalama göz basıncı 15-16 mm civarı arasında seyrediyor. Ancak özellikle belirtmek gerekir ki, glokom teşhisini sadece bu göz içi basıncı değerine bakarak koyamayız” diyerek önemli bir noktanın altını çiziyor:

“Göz hekimi ayrıntılı tetkikler yaparak glokom teşhisini koyuyor. Göz içi basıncı baktığımız parametrelerden sadece bir tanesi.”
 

Webofisin 4
Webofisin 2
Webofisin 1
Webofisin 3
Webofisin 7
Webofisin 6
Webofisin 5

Doktorlarımızdan

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Burun estetiği ve nefes

    Burun estetiği ve nefes

    Burun estetiği ameliyatı burnun dış görünüşü ile ilgilidir. Ancak bu ameliyatı yaparken burundan nefes alma sorunları yaratılmaması gerekir. Burun çatısını oluşturan kıkırdak ve kemik sırt, burun i...

  • Prof. Dr. Cengiz Gebitekin

    Refleks (Kompansatuar) Terleme Cerrahi Tedavisi

    Refleks (Kompansatuar) Terleme Cerrahi Tedavisi

    Refleks terleme veya kompansatuar terleme, ETS (Endoskopik Torasik Sempatektomi) cerrahisi sonrasında ortaya çıkabilen bir komplikasyondur. ETS, aşırı terlemeyi tedavi etmek için kullanılan bir cer...

  • Uzm.Dr. Melda Bolat Bilsel

    PRP TEDAVİSİ

    PRP TEDAVİSİ

    PRP İLE HÜCRESEL TEDAVİ NEDİR?PRP (Platelet Rich Plasma) platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidirHastalardan alınan kan ,santrüfüj işle...

  • Online Muayenehane

    Online Randevu Al

    Online Randevu Al

    Prof. Dr. Mete KıroğluKulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanıhttps://www.metekiroglu.comProf. Dr. M Mete Kıroğlu orta öğrenimini TED Ankara Koleji yüksek öğrenimini Hacettepe Üniversites...

  • Prof.Dr. Turan Uslu

    Kuru İğne Tedavisi Nedir?

    Kuru İğne Tedavisi Nedir?

    İMS (Kuru İğne Tedavisi) Nedir ?Şekil olarak akupunktura çok benzeyen ama uygulamalarda farklılıklar gösteren, kaslara iğne yapılmasıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir.Kas-iskelet sistemi ağr...

  • Prof. Dr. Murat Gönenç

    Makattan kanama olması basit bir belirti değildir

    Makattan kanama olması basit bir belirti değildir

    Makat bölgesi ile ilgili sorunlarda hekime başvuru her zaman geciktirilir. Bu sadece ülkemiz için geçerli değildir; dünyadaki tüm toplumlarda sosyal ve kişisel nedenlerden dolayı hastalar makat mua...

  • Prof.Dr. Seher Naz Yeni

    Epilepsi Nedir?

    Epilepsi Nedir?

    Epilepsi Nedir?Beynimiz duyusal ve bilişsel merkezimiz, bizi diğer canlılardan ayıran en önemli organımızdır. 100 milyar hücreden oluşan beyin herhangi bir bilgisayarla karşılaştır...

  • Prof. Dr. Nilda Sütay Süslü

    DİL KANSERİ

    DİL KANSERİ

    Dil Kanseri nedir?Dil kanseri, dilin ön 2/3lük kısmında ortaya çıkan bir kanser tipidir. Dilin arkasında çıkan kanserler ise, başka baş boyun kanser sınıfına dahil edilmektedir.Dil kanseri, dili...

  • Prof. Dr. Bengi Başer

    Ritm Bozukluğu - Aritmi Nedir?

    Ritm Bozukluğu - Aritmi Nedir?

    Ritm bozukluğu, çarpıntılı kalp atımlarının kişi tarafından rahatsızlık verecek şekilde hissedilmesi halidir. Kalp atımları hızlı, kuvvetli, düzensiz, tekleme şeklinde olabilir. Çarpıntı hissi anl...

  • Doç. Dr. Resul ARISOY

    Anne kanında serbest fetal hücre- DNA testi (NIPT)

    Anne kanında serbest fetal hücre- DNA testi (NIPT)

    Anne kanından serbest fetal hücre- DNA elde edilerek yapılan Tarama testi Tanı testi değildir, Koryon villus biopsisi, Amniyosentez ve Kordosenteze eş değildirEn iyi tarama testi, Down Sendro...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Zafer Karaca
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2025, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • ONLINE MUAYENEHANE
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim