16 yaşındaki Tolga babasının böbreğiyle hayata tutundu
Kayseri Şehir Hastanesi Fizik Tedavi Hastanesi Konferans Salonu'nda Organ Bağışı Haftası dolayısıyla düzenlenen programa katılan Yüksel, burada yaptığı konuşmada, 6 yıl diyalize girdiğini söyledi.
3 yıl kadavradan nakil beklediğini, sonuç alamayınca 2,5 ay önce babasının kendisine böbreğini verdiğini anlatan Yüksel, "Eskisi gibi artık hayatıma devam ediyorum. Şimdi durumum iyi, istediğim gibi geziyorum, oynuyorum, dışarı çıkıyorum, hayatıma devam ediyorum" dedi.
"Organ bağışlamak isteyenler vasiyet etsin"
Organ bağışının önemine dikkati çeken Yüksel, "O kadar hasta böbrek bekliyor ki, ölmeden hayatlarını kurtarabilirler. Organ bağışlamak isteyenler vasiyet etsin, en büyük vasiyet budur" diye konuştu.
Baba Dursun Yüksel ise nakli gerçekleştiren doktorlara teşekkür etti.
Nakil için sıraya yazıldıklarını ancak sonuç çıkmayınca böbreğini oğluna verdiğini aktaran Yüksel, "70 gün oldu böbreğimi vereli. Aynı hayatı yaşıyorum, sağlığımda bir farklılık yok" ifadelerini kullandı.
Anne Zeynep Yüksel de oğlunun sağlığına kavuştuğunu belirterek, hem diyaliz hem de nakil sürecinde destek veren doktorlara teşekkür etti.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Ana Bilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Yel de Tolga Can Yüksel'in 1 yaşında kemik eğriliği, kanında düşüklük gibi kronik böbrek hastalığının bulgularıyla hastaneye getirildiğini söyledi.
Çok erken yaşta böbrek yetmezliği geliştiği için Yüksel'in hayatının önemli bir bölümünü sıkıntılarla geçirdiğini anlatan Yel, "Son 6 yıldır da periton diyalizi yapılıyordu. Çocuklarda kullandığımız bir yöntem, günlük karnına su verip alma şeklinde yapılan bir diyaliz şekli. Tabii zorlayıcı yönleri var, hastanın sosyal yönünü çok etkiliyor. Böyle bir süreçten sonra babasından böbrek nakli şansını yakaladı, doku uyumu sağlandı, yakın zamanda nakil oldu. Nakil olayı yaklaşık 2,5 ay oldu, şu an takibimiz altında" diye konuştu.
Organ Nakli Merkezi Müdürü, ERÜ Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tutkun Talih ise herkesin babasıyla dokusu uyuşan Yüksel gibi şanslı olamayacağına dikkati çekti.
Türkiye'de 30 bin insanın organ beklediğini vurgulayan Talih, "Emin olun ailelerinden birinin organı tutsun, verirler ama olmayınca olmuyor. Bizim en büyük hedefimiz kadavra nakilleri artırmak. Birçok beyin ölümü oluyor ancak bu hastaların çoğu organ bağışında bulunmuyor. Vasiyet edin, 'Bana bir şey olursa ben organlarımı bağışlıyorum' diyerek. Ailenize, eşinize vasiyet edin, 'Birileri benim organlarımla hayatını sürdürsün, onlar top oynarken, gezerken beni görün' şeklinde. Tolga Can'a da keşke babasından değil de kadavradan nakil çıksaydı" ifadelerini kullandı.
İl Sağlık Müdürü Mehmet Erşan da birtakım bilgi eksiklikleri, yanlış inanışlar ve ön yargılar sebebiyle organ bağışı noktasında arzu edilen seviyelerde olunmadığını belirtti.
Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu Türkiye'de de canlıdan değil de kadavradan daha çok organ bağışının yapılmasını istediklerini vurgulayan Erşan, şunları kaydetti:
"Belki de yöntem değişikliğine gitmemiz gerekiyor. Aktarıyoruz, anlatıyoruz ama bakın 2024 yılında şu ana kadar ilimizde sadece 71 kişiden bağış bulabilmişiz, çok düşük bir sayı. Kamuda 13 bin civarında sağlık çalışanı var. İlk duyarlılığı göstermesi gereken gruplar da bizleriz. Şöyle kendi içimizde de baksak kaç kişi organ bağışı yapmıştır aramızda, sizlerin takdirine sunuyorum. Dünyada olduğu gibi bizde de en çok böbrek nakli bekleniyor. Kayseri'de kemik iliği için 48, kornea için 20 civarında vatandaşımız bekliyor. Üniversitemiz nakil konusunda ilimize öncülük ediyor. Şehir Hastanemizde de 2022 yılında böbrek nakliyle ilgili süreçleri başlattık. Mert Ali hocamız ve ekibi şimdiye kadar 6 nakil gerçekleştirdi. Nakil gerçekleştirilen hastalarımızın hepsinin de durumu gayet iyi."
Kayseri Şehir Hastanesi Üroloji Kliniği ve Böbrek Nakli Sorumlusu Doç. Dr. Mert Ali Karadağ da nakil süreçleriyle ilgili teknik bilgi verdi.