Epilepsi nöbetlerini tetikleyici faktörlere dikkat
Halk arasında genellikle sara adıyla bilinen epilepsi, dünya genelinde sık görülen nörolojik hastalıklardan biri. Öyle ki dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1’ini etkiliyor. Türkiye’de de durum farklı değil, yaklaşık 1 milyon kişi epilepsi hastalığıyla yaşıyor.
Hipokrat’ın MÖ 400’de yazdığı “Mukaddes Hastalık” isimli kitabında bile yer verilen epilepsi, çok eski tarihlerden bu yana var olmasının yanı sıra aynı zamanda kronik de bir hastalık. Neyse ki tedavi edilerek kontrol altına alınabiliyor. Ancak iş bununla bitmiyor. Hastaların da yaşama biçimlerine azami özen göstermesi gerekiyor.
Peki epilepsi hastalığının belirtileri neler? Nasıl bir tedavi süreci var? Hastaların nelere dikkat etmesi gerekiyor? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Eda Çoban’la epilepsiyle ilgili merak edilenleri konuştuk.
Cinsiyet ayrımı gözetmeksizin görülüyor
Epilepsinin beyindeki sinir hücrelerinin aşırı uyarılması sonucu gelişen bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Eda Çoban, yol açan sebepleri şöyle açıklıyor:
“Epilepsilerin üçte ikisinde bir neden saptanmayabilir. Ancak özellikle doğumsal anomaliler, doğum sırasında gelişen travmalar, çocukluk çağında ya da sonrasında gelişen kafa travmaları, beyin tümörleri, menenjit, yaşlılarda görülen inme ve beyin damar hastalıkları epilepsiye yol açabiliyor. Yine ailesinde epilepsi olan birinden görülme riski de artıyor.”
{ilgili-metin-[{title}Epilepsilerin üçte ikisinde bir neden saptanmayabilir. Ancak özellikle doğumsal anomaliler, doğum sırasında gelişen travmalar, çocukluk çağında ya da sonrasında gelişen kafa travmaları, beyin tümörleri, menenjit, yaşlılarda görülen inme ve beyin damar hastalıkları epilepsiye yol açabiliyor. Yine ailesinde epilepsi olan birinden görülme riski de artıyor.{title}{source}Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Eda Çoban{source}{theme}red{theme}]}
Kadın-erkek fark etmeksizin herkeste ve yaşta görülen epilepsi daha çok çocukluk çağında ya da ileri yaştakilerde sık ortaya çıkıyor.
Nöbet sırasında hastalarda pek çok belirti gözleniyor. Vücutta ani kasılmalar, hızlı bir şekilde baş sallama, çenede kilitlenme, şuur kaybı, kısa bir süreliğine de olsa konuşmalara yanıt verememe ve bakışların bir noktaya kilitlenmesi en önemli belirtiler.
"Tetikleyici faktörleri bilmek ve bunlardan uzak kalmak gerekiyor"
Epilepsi hastalığı nöbetlerle seyreden bir hastalık diyen Prof. Dr. Çoban, hastanın iyi olduğu, hiç nöbet geçirmediği dönemler olabildiği gibi bazı tetikleyici faktörlerin de etkisiyle sık nöbetlerin olduğu süreçler de olduğunu söylüyor.
Tetikleyici faktörleri bilmenin ve bunlardan uzak kalmanın gerekli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çoban sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Epileptik bir kişinin uyku düzenine çok dikkat etmesi lazım. Çünkü yorgunluk ve uykusuzluk, nöbetleri tetikleyebilir. Günümüzde sık bilgisayar kullanımı özellikle de çocukların çok fazla video oyunu oynamaları da büyük bir etken. Yoğun alkol kullanımı, stres, birtakım enfeksiyonlar ve yüksek ateş de nöbetleri tetikleyebiliyor. Bunlara dikkat edildiği müddetçe nöbet sıklığı azalıyor.”
Tabii bunun yanı sıra hekimlerin önerdiği ilaçları dozunda ve saatinde almak gerekiyor. Yine hekim kontrollerinin da aksatılmadan yapılması şart.
{ilgili-metin-[{title}Çocukluk çağında başlayan bazı nöbetlerin tedavisi 15-10 yaşlarına kadar devam ederken bazı nöbetler ömür boyu tedavi gerektirebiliyor. Bazen tek bir ilaçla nöbet kontrol altına alınabilirken bazen çoklu ilaçlarla nöbet sayısında anca azalma sağlayabiliyoruz ki; biz bunlara dirençli nöbetler diyoruz. O zaman da bu hastalara cerrahi tedavi uygulanabiliyor.{title}{theme}red{theme}]}
Epilepsi tedaviyle geçiyor mu?
Epilepsiyle ilgili bir diğer merak edilen konu ise hastalığın tedaviyle geçip geçmeyeceği… Prof. Dr. Çoban, “Çocukluk çağında başlayan bazı nöbetlerin tedavisi 15-10 yaşlarına kadar devam ederken bazı nöbetler ömür boyu tedavi gerektirebiliyor. Bazen tek bir ilaçla nöbet kontrol altına alınabilirken bazen çoklu ilaçlarla nöbet sayısında anca azalma sağlayabiliyoruz ki; biz bunlara dirençli nöbetler diyoruz. O zaman da bu hastalara cerrahi tedavi uygulanabiliyor” diye açıklıyor.
Hastaların yaşadığı nöbet sıklığı farklılık gösterse de ortalama 2 ila 5 dakika içinde sonlanıyor. Ancak bazen uzun da sürebildiğini ifade eden Prof. Dr. Çoban, “Peş peşe ardı sıra nöbetler de olabiliyor. Uzun sürdüğü takdirde tabi ki hayati tehlike oluşturabiliyor” diye uyarıyor.
Ateşli enfeksiyonlar nöbetleri tetikleyebiliyor
Epilepsi hastalarının nöbet geçirmemek için dikkat etmesi gereken bazı detaylar bulunuyor. Hastaların uykusuz kalmamaları bunlardan biri. Çünkü uykusuzluk tetikleyici bir faktör. Diğer dikkat edilmesi gerekenleri Prof. Dr. Çoban’dan öğreniyoruz:
“Yorgunluk da tetikleyici bir faktör. Enfeksiyonlardan mümkün olduğu kadar korunmaları lazım. Özellikle ateşli enfeksiyonlar nöbetleri tetikleyebiliyor. İlaç kullanımını aksatmamaları gerekiyor. Bilgisayar oyunları, zikzak çizgiler, parlak ışıklar da nöbetleri tetikleyici faktörlerden olduğu için mümkün olduğu kadar uzak kalmak gerekiyor.”
Nöbet geçiren hastaya nasıl yardım edilmeli?
Epilepsi nöbeti geçiren kişilerle hemen her yerde karşılaşmak mümkün. Böyle bir durumla karşılaşıldığında yardım edecek kişiler, çoğu zaman ne yapacaklarını şaşırıyorlar ya da panikle hatalı davranabiliyorlar.
Nöbet geçiren kişiyle karşılaşıldığında 112 Acil Yardım Çağrı Merkezi aranarak tıbbi yardım istenmesi gerekiyor.
Hastanın sıkan giysilerini gevşetmek, zarar verecek gözlük ya da saat gibi aksesuarları çıkartmak yapılacaklar arasında. Etrafındaki tehlike arz eden eşyaların uzaklaştırılması da önemli. Bu sırada hastaya kesinlikle bir şey koklatmamak, yiyecek-içecek vermemek, sol yanına doğru çevirerek nefes almasını kolaylaştırmak da müdahale yöntemlerinden bazıları.
Kasılmaları durdurmaya çalışmak yerine nöbetin kendiliğinden geçmesini beklemek, bu sırada başının altına yumuşak bir malzeme koyarak çarpmasını engellemek de yapılması gerekenler arasında yer alıyor.