Sağlıklı yaşamın formülü: Hareket etmek
Ekran başında daha uzun zaman geçiriliyor, kısa mesafeler için bile araç kullanılıyor, alışveriş dahi internet üzerinden yapılıyor... Modern yaşam tarzı insanların yükünü azaltıyor ancak hareketsizliğe yol açarak pek çok sağlık sorununa da zemin hazırlıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hazırladığı bir rapor da bunu doğrular nitelikte. 194 ülkeden toplanan verilerle hazırlanan rapora göre önlem alınmazsa 2030’a kadar yaklaşık 500 bin kişi hareketsizlik kaynaklı sağlık sorunları ile karşılaşacak.
Peki hareketsiz yaşam neden bir sağlık sorunu ve hangi hastalıklara yol açıyor? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mazhar Müslüm Tuna TRT Haber’e anlattı.
Hareketsizlik obeziteye yol açıyor
Fiziksel aktivite yetersizliğinin yol açtığı en önemli rahatsızlığın obezite olduğunu belirten Prof. Dr. Tuna şöyle konuşuyor:
“Obeziteyi tek bir hastalık değil, birçok hastalığın öncüsü gibi kabul edebiliriz. Obeziteye bağlı en çok görülen hastalık diyabet. Bunun yanı sıra kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, kalp krizi ve inmeye yol açabiliyor. Yine kemik ve eklem hastalıklarına, safra kesesi taşı, kadınlarda adet düzensizlikleri ve infertiliteye sebep oluyor. Tabii bu bedensel rahatsızlıkların yanı sıra psikolojik olarak da pek çok hastalığa da yol açıyor.”
Tüm bu hastalıkların önlenmesi için sağlıklı beslenme ile birlikte hareket edilmesi, yani düzenli bir fiziksel aktivite yapılması öneriliyor. Çünkü düzenli fiziksel aktivite, yüksek tansiyon gibi kardiyovasküler hastalıkları, diyabet, meme ve kolon kanseri olasılığını, hatta depresyon riskini de azaltıyor.
Çocuklar da hareketsiz kalıyor
Peki neden hareketsiz kalıyoruz? Bunun pek çok nedeni var... “En önemlilerinden biri de ekran ve bilgisayar başında çok fazla vakit geçirmek,” diyor Prof. Dr. Tuna. Üstelik sadece yetişkinlerin değil çocukların da hareketsiz kaldığına dikkat çekiyor:
“Çocukların sokakta geçirdikleri zaman azaldı. Tabii sokakların özellikle küçük çocuklar için çok güvenli olmaması, yürüyüş ve bisiklet yollarının yetersiz olması başta olmak üzere bunun birçok sebebi var. Eve kapanan çocuklarda ekran bağımlılığı gelişti. O yüzden çocuklarda bile hareketsizlik çok fazla görülüyor. Mümkün olduğu kadar fırsat buldukça hareket etmek gerekiyor. Mesela her 40 dakikada bir 5-10 dakika ara verip yürüyüş yapmak çok önemli. Bu metabolizmayı hızlandırıyor, kilo vermeyi de kolaylaştırıyor.”
Ne kadar egzersiz yapılmalı?
Hareket etmek için bir spor salonuna gidip ter dökmek şart değil. Zaten günlük hayatın koşturmacasında buna fırsat bulmak kolay olmuyor. Bazı alışkanlıkları değiştirmek, hareketlilik için yeterli olabiliyor. Prof. Dr. Tuna, “Yürüme mesafesindeki yerlere yürüyerek gidelim. Toplu taşıma kullanıyorsak bir durak önce veya sonra inip kalan yolu yürüyelim” diyor.
“Sağlığı korumak adına ne kadar egzersiz yapılması gerekir?” sorusunu ise Prof. Dr. Tuna şöyle yanıtlıyor:
“Dünya Sağlık Örgütü ve çoğu dernek haftada 150 ila 300 dakika arasında egzersiz yapılmasını öneriyor. Günde aşağı yukarı 30 ila 60 dakika arasında yürüyüş yapmak bunu karşılıyor. Ama bu yürüyüş tempolu olmalı. Eğer imkan varsa bisiklet sürme, koşu veya yüzme de yapılabilir.”
Hareket etmek depresyon riskini de azaltıyor
Fiziksel aktivitenin insan vücuduna pek çok katkısı var. Prof. Dr. Tuna, bunu birkaç örnekle anlatıyor:
“Hareket etmek eklemleri, bağ dokularını ve kemikleri güçlendiriyor. İnsülin direncini azaltıyor. Kilo vermeyi kolaylaştırıyor. Bu şekilde kan şekerini ve tansiyonunu daha dengeli bir hale getiriyor.”
Zaten yapılan çalışmalar da bunu doğruluyor. Buna göre her hafta 150 dakikalık orta şiddetli fiziksel aktivitenin kalp hastalığı riskini yüzde 30, diyabet riskini yüzde 27, göğüs ve kolon kanseri riskini yüzde 21-25 oranında azalttığı biliniyor. Felç, hipertansiyon ve depresyon riskini de aşağı çekiyor.
İnsanların düzenli spor yapması sadece beden sağlığı için değil ruhsal açıdan da son derece faydalı. Bu noktada yeniden Prof. Dr. Tuna'ya kulak veriyoruz:
“En hafif aktivitede bile ilk andan itibaren insanın morali düzeliyor, sinirleri yatışıyor, zihni dinleniyor ve zindelik kazanıyor. Buna düzenli olarak devam edilirse kişilerin uykuları düzene giriyor.”
Uzmanlara göre egzersizi sadece sağlık sorunu olanlar değil, herkes yapmalı. Bunu yaşam tarzı haline getirmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Tuna, çocukluk çağında daha fazla egzersiz yapılmasını tavsiye ediyor. Çünkü çocukluk yıllarında alınan kilonun ilerleyen yıllarda daha büyük sorunlara yol açabileceğini söylüyor.