COVID-19 olmasaydı "Gizemli hepatit" olur muydu?
Tarihin en bulaşıcı ve öldürücü virüslerinden olan COVID-19 milyonlarca insanın ölümüne neden olurken dünyanın da sosyal ve ekonomik dengesini bozdu.
Aralık 2019’dan bugünlere kadar etkisini sürdüren salgının hayatımızdan çıkmaya başlamasının ardından, akıllardaki en yaygın soru, bundan sonra yeni pandemilerin olup olmayacağı.
İngiltere’den başlayıp, çocuklar arasında yayılan gizemli hepatit ile birlikte aynı sorular ve koronavirüs ile ilişkisinin bulunup bulunmadığı yanıtlara muhtaç.
Henüz araştırmalar sonuç vermese de en büyük hipotezlerden biri koronavirüs salgınıyla ilişkili olduğu yolunda.
{ilgili-haber-679246}
450’den fazla çocuk enfekte oldu
Mayıs 2022’de gizemli hepatit vakaları dünya çapında 450'yi aştı ve 11 çocuk hayatını kaybetti.
Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 25 eyalette, 109 vaka rapor edildi. Çocukların yüzde 90'ından fazlası hastaneye kaldırıldı, yüzde 14'üne karaciğer nakli yapıldı ve 5'i yaşamını yitirdi.
{ilgili-haber-677801}
Gizemli hepatitin kesin nedeni muamma olarak kalsa da, çocukların yüzde 50'sinden fazlasının adenovirüs testinin pozitif olması, bu yaygın viral enfeksiyonun salgınla bağlantılı olabileceği şüphesini artırıyor.
Ancak uzmanlar, 2 yılı aşkın alınan COVID-19 önlemlerini ve diğer potansiyel nedenlerin adenovirüs gibi yaygın virüslere karşı doğal bağışıklığı azaltma olasılığını da araştırıyor.
Adenovirüs, çocuklarda küresel bir hepatit salgınına neden oluyor mu?
Erken hepatit vakalarının çoğu, yakın zamanda solunum yolu veya mide-bağırsak hastalığı geçirmiş çocuklarda meydana geldiğinden, adenovirüs şüphesiyle test yapıldı ve pozitif olarak tanımlandı.
Bu sonuçlar, adenovirüs ve hepatit arasında güçlü bir ilişki olduğunu öne sürüyor gibi görünse de vakaların bazılarında yapılan karaciğer biyopsilerinde adenovirüs enfeksiyonu kanıtı yok.
“Gizemli hepatit”in arkasında COVID-19 olabilir mi?
Bildirilen tüm çocuk hepatit vakalarında belgelenmiş adenovirüs enfeksiyonu olmaması nedeniyle, diğer potansiyel nedenlerin araştırılmasına da önem gösteriliyor.
Bir hipotez, COVID-19'un, adenovirüs ile birlikte karaciğer hastalığına neden olabilmesi. Bazı hastalarda, COVID-19 bağışıklık sistemini aşırı uyarıyor ve viral bir enfeksiyonun zararlı inflamasyonu tetikleme ihtimalini artırabiliyor.
Diğer bir hipotez ise hepatit vakalarındaki artışın arkasında tek başına COVID-19’un olması.
ABD'de Jackson Laboratuvarı Enstitüsünde baş araştırmacı olan Prof. Dr. Derya Unutmaz, COVID-19 ve gizemli hepatitin ilişkisini değerlendirdi.
“Adenovirüs tüm çocuklarda görülmedi”
Unutmaz, hepatitin nedeninin net olarak ortaya çıkmadığını söylüyor.
“Hepatit, 16 yaşına kadar ve daha küçük yaşta çocuklarda görülen ciddi bir karaciğer enflamasyonu diyebiliriz. Hayatını kaybeden çocuklar oldu, bazılarında ise karaciğer nakli gerekti. Tam olarak sebebini anlamış değiliz.
İlk önce adenovirüs dediğimiz aslında ciddi bir hastalık yapmayan bir virüsün sebebiyet verdiği düşünüldü. Çünkü bu çocukların çoğunda bu virüse ait belirtiler saptanmıştı. Fakat bu da çok tatmin edici bir durum değildi. Çünkü bütün çocuklarda görülmedi. Aynı zamanda çocukların karaciğerinde de aktif olarak bu virüsün çoğaldığı da tespit edilmedi.”
Yakın tarihli bir araştırma, koronavirüsün çocuklarda karaciğer hastalığı için yüksek risk bulundurduğunu ortaya koymuş.
Bununla birlikte, çocuk hepatit vakalarının sadece yüzde 18’inde koronavirüs enfeksiyonuna rastlanmış.
“COVID-19 ile ilişkili olması mümkün”
“Şu anda tam olarak anlamadığımız halde bazı hipotezler var. Bu hastalığın COVID-19 ile ilişkili olması mümkün. Belki de en önemli hipotez bu. Çünkü birden bire son aylarda tespit edilmeye başlandı.
Eğer yepyeni bir virüs değilse ki öyle görünmüyor, çünkü yeni bir virüs ve salgın olsa ve hatta bir mutasyon olsa çok daha hızlı bir şekilde yayılırdı, vakaları daha fazla öngörebilirdik.”
Unutmaz, MIS-C sendromunu geçiren çocukların da belirtisiz koronavirüs geçirdiğinin görüldüğünü belirtiyor.
“Ayrıca bu hastalık, koronavirüs geçirmiş çocuklarda ve bağışıklık sistemi ile alakalı bir durum olabilir. Buna benzer bir durumu MIS-C adı verilen hastalıkta da görüyoruz.
Bu hastalık COVID-19 geçiren çocuklarda haftalar sonra oluşan bir bağışıklık sendromu. Bu çocuklarda da ciddi rahatsızlık oluşuyor. O sırada virüs tespit edilmiyor ama virüsün tetiklediği bazı mekanizmalar, bağışıklık sistemindeki oluşmuş bozukluklar bu sendroma sebebiyet verebiliyor.”
Sosyal hayattan kopuşla alakalı değil
Başka bir hipotez ise maske, mesafe ve sokağa çıkma yasağı gibi ihtiyati tedbirler nedeniyle COVID-19 pandemisi sırasında adenoviral enfeksiyonlardaki önemli azalmanın, küçük çocuklarda doğal bağışıklığın azalmasına, enfeksiyona ve potansiyel olarak daha ciddi hastalıklara karşı duyarlılıklarının artmasına neden olması.
Unutmaz’a göre vakalar bağışıklıkla ilgili olmadığı için bu hipotez olası görünmüyor.
“Sonuç itibarıyla hepatit salgını bağışıklık düşüşüyle alakalı bir durum değil. Hatta tam tersi bağışıklığın aşırı olmasından dolayı oluşan bir durum. Kontrolsüz bir şekilde karaciğere saldırması ile alakalı bir durum diye düşünüyoruz. En azından bu bakımdan ben koronavirüsten dolayı sosyal hayattan oldukça uzak kalmış durumla alakalı olduğunu düşünmüyorum.
Fakat, dediğim gibi COVID-19 ile alakalı olabilir. Yani semptomsuz geçiren çocuklarda olabilir. Bu da bir şekilde hepatiti tetiklemiş olabilir.”
Uzmanlar, ebeveynleri küçük çocuklarda ateş, karın ağrısı, gözlerde ve ciltte sararma gibi hepatit belirtileri ve semptomları açısından da dikkatli olma konusunda uyarıyor.