Karbonhidrat bağımlılığı sağlığı tehdit ediyor
Çikolata, şeker, makarna ya da pizza… Bu ve buna benzer yiyecekleri kontrolsüz şekilde tüketenlerin karbonhidrat bağımlılığına karşı dikkatli olması gerekiyor. Çünkü şeker içeriği yüksek besinlerin istemsizce ve sürekli olarak tüketilmesi bağımlılığa yol açabiliyor.
“Şeker bağımlılığı” olarak da bilinen karbonhidrat bağımlılığı, sağlığı etkileyen önemli bir sorun. Son yıllarda gittikçe artan karbonhidrat bağımlılığının zararlarını ve çıkış yollarını Sağlık Bilimleri Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elvan Yılmaz Akyüz TRT Haber’e anlattı.
Madde bağımlılığıyla benzer özellikler gösteriyor
Karbonhidrat bağımlılığının tıpkı madde bağımlılığına benzer özellikler gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Akyüz, “Beyinde benzer yolları izlediği, ödül mekanizmasını uyardığı; yani dopamin salınımını vücutta artırdığı saptandı” diyor.
Doç. Dr. Akyüz sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Karbonhidratlara duyulan istek beyinde serotonin seviyesini de etkiliyor. Yüksek karbonhidratlı besinler ve şeker tüketildiğinde beyinde serotonin miktarı artıyor. Bir süre sonra rahatlatıcı, haz verici bir etki yaratabiliyor. Yani beyinde ödül mekanizmasını uyarıyor. Kısa süreli mutluluk hormonlarını artırıyor. Böylelikle bağımlılık yapıyor. Morfin benzeri analjezik etki gösterdiği biliniyor. Yapılan çalışmalarda çikolata, şeker ve pizzanın en fazla bu etkiyi gösterdiği bulundu.”
İnsülin direnci oluşuyor
Peki karbonhidrat bağımlığının sağlığa nasıl bir zararı bulunuyor? Uzun vadede ciddi hastalıklara sebep olan karbonhidrat bağımlılığının olası etkilerini Doç. Dr. Akyüz şu şekilde anlatıyor:
“Saf karbonhidrat içeren şeker gibi besinler, kan şekerimizi hızlı yükseltiyor. Daha sonra yine aynı şekilde hızlı bir düşüşe neden oluyor. Kan şekerinde dalgalanmalara neden oluyor. Vücut kan şekeri yükseldiğinde insülin salgılıyor. Bir süre sonra ise devamlı yüksek seyreden kan şekerini dengelemek için daha yüksek insülin üretilmesi gerekiyor. Böylece insüline karşı vücutta direnç oluşuyor. İnsülin direnci tedavi edilmezse sonrasında Tip-2 diyabet riskinde artışa neden olabiliyor.”
Yaşanacak bir başka sorun ise, bunun yemek bağımlılığına dönüşmesi. Doç. Dr. Akyüz “Vücut ağırlığında artışa neden olur ya da kilo vermek isteyenler de başarısızlığa neden olur” diyor ve devam ediyor:
“Zaten yeme bağımlılığı olan ve fazla kilo veremeyen, diyetlerinde başarısız olan kişilerde görülüyor. Bu gibi negatif sonuçlar her gün karşımıza çıkabiliyor.”
Dengeli ve sağlıklı beslenme uyarısı
Karbonhidrat bağımlılığından kurtulmanın yolu ise basit: dengeli ve sağlıklı beslenme… Doç. Dr. Akyüz, karbonhidrat bağımlılarına şu yolu gösteriyor:
“Her zaman söylediğimiz gibi dengeli ve sağlıklı bir öğün düzeni oluşturmamız gerekiyor. Yine stresi azaltmak ve düzenli uyku da önemli. Dengeli ve sağlıklı öğün oluştururken meyve ve kuruyemişleri vücudumuzun ihtiyacı olduğu kadar tüketmeye dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü meyve şekeri, bir bağımlılık yaratmayacaktır; tam tersi şekere olan ihtiyacı daha da azaltacaktır. Kuruyemişlerden gelecek mineraller de yine aynı şekilde kan şekerini düzenlemeye yardımcı oluyor.”
Spor yapmak da önemli bir ayrıntı. Doç. Dr. Akyüz, “Fiziksel aktiviteyi artırmak büyük önem taşıyor. Yeterli su içmek ve protein kaynaklarından yeteri kadar tüketmek gerekiyor. Çünkü daha yüksek proteinli beslendiğimizde karbonhidrat tüketimimizi daha da sınırlandırabiliyoruz. İştahımızı baskılayabiliyoruz” tavsiyesinde bulunuyor.
İnsülin direnci ya da yeme bağımlılığı oluşan kişiler, bir süre sonra kendilerini kontrol edemiyor. Bu sefer de profesyonel bir destekle sorunu çözme ihtiyacı doğuyor. Bunun yolu ise diyetisyenden geçiyor.