"Yürüyorum Sedanter'in üstüne"
Yaşam kalitesini artırmak için beslenme, düzenli uyku ve stres yönetimi kadar önemli bir faktör daha var: Egzersiz yapmak… Ancak özellikle son 40-50 yıldır teknolojinin gelişmesiyle beraber günlük hayat değişime uğradı. Televizyon, bilgisayar, internet kullanımının artması sedanter; ya da diğer bir deyişle hareketsiz yaşam tarzını beraberinde getirdi. İki yıldır tüm dünyaya hakim olan pandemi, hareketsiz yaşam alışkanlığını daha da arttırdı.
Fiziksel aktivitenin düzensiz ya da az olduğu yaşam tarzına sedanter (hareketsiz) adı veriliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) raporlarına göre ergenlerin beşte dördü, yetişkinlerin üçte biri yeteri kadar fiziksel aktivitede bulunmuyor. Araştırmalar, fiziksel inaktivite ve sedanter yaşam tarzının tüm dünyada yılda 3 milyon 200 bin ölümle ilişkisi olduğunu ortaya koyuyor.
Peki, hareketsiz yaşam tarzının insanlar üzerinden nasıl bir etkisi var? Uzun vadede hangi sağlık problemlerine yol açıyor? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Öneş, TRT Haber’e anlattı.
Hareketsiz yaşam kilo aldırıyor
Gün içinde 5 binden az adım atmanın sedanter yaşama işaret ettiğini söyleyen Prof. Dr. Kadriye Öneş, “Yaşına ve sağlık durumuna göre önerilen düzeyde fiziksel aktivite yapmayan bireyler 'sedanter' olarak tanımlanıyor” diyor.
Hareketsiz yaşamın insanların kilo alınmasına neden olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öneş, şöyle devam ediyor:
“Fazla kilo vücuda zararlarının yanında, bağışıklık sistemini de bozarak birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Ayrıca vücudun pek çok sistemini de olumsuz etkiliyor. Sedanter yaşayan insanlar, çok daha fazla yorgunluk çekiyorlar. Çünkü hareketsizlik yorgunluğu artırıyor. Egzersizler kasları güçlendirerek yorgunluğu azaltıyor. Yine solunum fonksiyonlarının artması da yorgunluğu azaltan bir başka faktör.”
Sedanter yaşam pek çok hastalığa sebep oluyor
Sedanter yaşam yorgunluğun yanı sıra insan sağlığına pek çok olumsuz etkide bulunuyor. Prof. Dr. Öneş, obezite ile başlıyor ve şu sorunları sıralıyor:
“Kalp krizi, tansiyon yüksekliği gibi kardiyovasküler hastalıklar. Meme, rektum, kolon, akciğer gibi bazı kanser türleri... Astım, bronşit gibi akciğer hastalıkları... Anksiyete, depresyon gibi bazı psikolojik rahatsızlıklarının yanısıra eklem kireçlenmeleri, osteoporoz gibi kas iskelet sistemi problemleri. Bunun yanında diyabet gibi metabolik hastalıklar; Hatta demans, alzheimer gibi birçok hastalık sedanter yaşam tarzı olan bireylerde çok daha fazla görülüyor.”
Dünya çapında görülen ölümlerin yüzde 70’inden fazlası yavaş yavaş ilerleyen kronik hastalıklardan kaynaklanıyor. Kardiyovasküler hastalıklar, kanser, diyabet, solunum yolu gibi kronik hastalıklar en sık görülen ölüm nedenleri arasında yer alıyor. Bunların oluşmasında da sedanter yaşam şekli büyük rol oynuyor.
Prof. Dr. Öneş konuya ilişkin, “Türkiye’de de ölümlerin en büyük nedeni kalp ve dolaşım hastalıkları (iskemik kalp hastalığı ve inmeler), ikinci sırada kanserler geliyor. Bu hastalıkların önlenmesinde fiziksel aktivite çok önemli. Yani sedanter yaşamdan vazgeçmek hem dünyada hem ülkemizde önemli ölçüde ölümlere neden olan hastalıkları azaltacaktır” uyarısında bulunuyor.
“Sağlık için en önemli reçete egzersiz”
Tüm bunların önüne geçmek için her yaştan insanın fiziksel aktiviteleye önem vermesi şart. Prof. Dr. Öneş, yapılması gerekenleri şöyle özetliyor:
“İnsan sağlığına yatırımın en önemli kısmı düzenli ve bilinçli egzersizdir. Düzenli egzersiz ya da spor yapma alışkanlığının çocukluk dönemlerinden itibaren kazanılması önemli. Sedanter yaşam ile mücadele etmek, yaşam kalitesini ve yaşam süresini uzatmak için bireyin egzersizi yaşam biçimi haline getirmesi gerekiyor. Sağlık için en önemli reçete egzersiz. Ancak bu egzersizler bireyin yaşına, sağlık durumuna göre değerlendirilip planlanmalı. Kronik hastalığı olan kişiler hekime mutlaka danışmalı.”
Dünya Sağlık Örgütü ne öneriyor?
Dünya Sağlık Örgütü, sedanter yaşam tarzı ile mücadele konusunda yaş gruplarına göre tavsiyelerde bulunuyor. Buna göre 5-17 yaş arası çocuk ve ergenler için günlük ortalama 60 dakikalık orta-şiddetli fiziksel aktivite yeterli oluyor.
18-64 yaş arası sağlıklı bireylere haftada ortalama 150-300 dakikalık orta yoğunlukta veya 75-150 dakika şiddetli yoğunlukta egzersiz tavsiye ediliyor.
Yaşı 65 ve üzeri olan yetişkinlere ise fonksiyonel kapasiteyi artırmak ve düşmeleri önlemek için haftada 3 veya daha fazla; gün içinde ise orta veya daha yüksek yoğunlukta çeşitli çok bileşenli fiziksel aktivite yapmaları öneriliyor.
Hareketsiz yaşam tarzının önüne geçmek için dünyada topyekün bir çalışma yürütülüyor. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü’ne üye olan devletlerin büyük çoğunluğu, fiziksel inaktiviteyi ele alan politikalar geliştirerek 2030 yılına kadar fiziksel inaktiviteyi yüzde 15 azaltmayı hedefliyor.
Grafik: M. Furkan Terzi