Tarihin en bulaşıcı virüslerinden biri: Omicron
Salgınla mücadelenin yeni varyantı Omicron oldu. Uzmanların şimdiye kadar en bulaşıcı varyant olduğunu söylediği Omicron, tüm dünyada vakaları hızla artırıyor.
ABD’de ve Avrupa’da tırmanışa geçen günlük vakalar rekor seviyesinde seyrediyor. Koronavirüsün ilk zamanlarında alınan tedbirler ise bazı ülkelerde yeniden uygulamaya geçiyor.
Türkiye’de de vakalar üç günde hızla artarak 20 binlerden 36 binlere ulaştı.
{ilgili-haber-639327}
3'üncü doz aşı antikorları güçlendiriyor
Omicron’un hızlı bulaşma özelliği nedeniyle, 3’üncü doz aşının zamanı 3 aya indirildi.
Maske, mesafe ve hijyen uyarıları da yinelenirken, uzmanlar 3’üncü dozun antikorların kalitesini artırdığını ve Omicron’a karşı daha güçlü savaştığını söylüyor.
ABD'de Jackson Laboratuvarı Enstitüsü'nde baş araştırmacı olarak görev yapan Prof. Dr. Derya Unutmaz ile Omicron varyantının etkisini ve toplumsal bağışıklığın kazanılmasını konuştuk.
“Omicron büyük bir tsunami gibi gelmiş durumda”
Prof. Dr. Derya Unutmaz, ABD’de Omicron’un büyük bir tsunami etkisi yarattığını belirtiyor. Tehlikesinin boyutları konusunda da uyarıları var.
“Vakalar inanılmaz bir hızla artıyor. Ben de ABD’de yaşıyorum. Eyaletlerde, salgının başından beri en yüksek vaka rekorları kırılıyor. New York’ta günlük vaka sayısı 50 bine yaklaştı. Ve bu biraz daha artarak devam edecek gibi görünüyor. Bütün eyaletlerde bu şekilde artış var. Avrupa’da da durum iyi değil. İngiltere’de vakalar 100 binin üstüne çıktı. Fransa, ilk kez 100 bin vaka bildirdi. Birçok ülkede önemli tedbirler alınıyor. Salgının başındaki gibi kısıtlamalar getirilmek zorunda kalınıyor. Elbette, sıfır noktasına geri dönmedik. Farklı bir noktadayız. Ama çok fazla insanın çok hızlı bir şekilde enfekte olması ve hafif geçirmelerine rağmen toplumsal anlamda çok etkisi görünüyor.
ABD’de binlerce uçak iptal edildi. Çünkü kaptanlar ve hostesler virüs kapıyorlar. Bu yüzden uçaklar kalkamıyor. Sağlık sisteminde çok büyük bir sıkıntı var. Hastanelerdeki doluluk oranı çok fazla arttı. Çocukların hastaneye yatışlarında rekor düzeye ulaşıldı. Hatta 5 yaş altı çocuklarda bile vaka artışı çok fazla. Ayrıca, sağlıkçılar da koronavirüs olmaya başladı. Onların da sistemden uzak kalması sistemi zora sokuyor. Yani, Omicron şu an ABD’ye büyük bir tsunami gibi gelmiş durumda.”
“Omicron, insanlık tarihinde görülen en bulaşıcı virüslerden birisi”
Koronavirüs salgının başında toplumsal bağışıklığın yüzde 70 oranında olması gerektiği söyleniyordu. Varyantlar arttıkça, hedeflenen sürü bağışıklığı oranları da revize edildi.
Prof. Dr. Derya Unutmaz, artık bu oranın yüzde 95’e kadar çıkması gerektiğini söylüyor.
“Toplumsal bağışıklığın oransal olarak daha yüksek olması gerekliliği varyantlarla doğrudan ilişkili. Salgın başında yüzde 70 toplumsal bağışıklığın yeterli olacağını düşünüyorduk. Fakat, Delta varyantının daha fazla bulaşıcı olması nedeniyle bu oran yüzde 80-85’e çıkmıştı. Bir varyant ne kadar bulaşıcıysa bağışıklığın da o kadar yüksek olması lazım. Çünkü bağışıklık kalkanı, virüsün toplumun içinde yayılmasını durduracak yeterlilik seviyesine çıkması gerekiyor. Örneğin, çok bulaşıcı olan kızamık virüsünde de bu durumu görüyoruz. Bu yüzden, Omicron varyantında gerekli olan toplumsal bağışıklık oranı yüzde 95 seviyesinde olmalı.
Vakalardaki artış devam edecek maalesef çünkü Omicron belki de insanlık tarihinde görülen en bulaşıcı virüslerden birisi. Neredeyse kızamık virüsünü bile geçmiş durumda. Bağışıklık, hem aşılarla hem de hastalığı geçirmişlerle oluşuyor. Omicron kendi bağışıklığını da oluşturuyor bir taraftan da. Çünkü aşı olanlar bile enfekte oluyorlar. Önemli olan Omicron’la karşılaştığımızda tam aşılı olmak. Yoksa ciddi sorunlar oluşabiliyor.”
“3’üncü doz ile antikorlar az bile olsa daha güçlü oluyor”
Prof. Dr. Unutmaz, bağışıklık seviyesinin her aşı ile güçlendiğinin altını özellikle çiziyor ve 3’üncü dozun antikordan kaçabilen Omicron için çok önemli olduğunu vurguluyor.
“Bağışıklık seviyesi her aşı ile güçleniyor. Sadece antikorların tekrar artırılması ilgili değil. Bağışıklıkta antikorlar artar bir süre sonra düşmeye başlar. Bu bağışıklığın normalidir. Fakat, özellikle 3’üncü dozun önemli bir etkisi var. 2’nci dozda da bunu görüyoruz ama 3’üncü dozda bu durum daha etkili. Bu etki antikorların yani virüse bağlanıp durduracak akıllı füzelerin kalitesini de artırıyor. Yani virüse daha iyi bağlanıyorlar. Miktarı az bile olsa antikorların bağlanma gücü daha iyi oluyor. Omicron’da bu kalite daha da önemli hale geldi. Çünkü, Omicron antikorların önemli bir kısmından kaçabiliyor ve saklanabiliyor. Bu yüzden de güçlü antikorların olması lazım. Ve 3’üncü dozun bağışılığı hatırlatıcı etkisi de var. 3’üncü kez bir şey öğretilmiş gibi oluyor. Daha uzun süreli bağışıklık kalmış oluyor yani. Daha önce de tavsiye ediyorduk, 3’üncü dozu ama 6 aylık bir ara vardı. Şimdi Omicron’la birlikte 3 aya inmesi gerekti çünkü daha güçlü antikorların gelmesi acil duruma geldi.”
“Aşısız ve aşısı eksik kişilerde Omicron’un az etkili olduğu bilgisi yanlış”
Unutmaz'a göre, aşılama geciktikçe Omicron’dan daha fazla insan etkilenecek.
“Aşılamanın gecikmesi, çok daha fazla insanın ağır hasta olmasına ve ölmesine neden olacak. Toplumsal bağışıklık yine oluşacak sonuçta enfekte olmuş kişiler de bağışıklık kazanacak. Fakat, aşı tam değilse ciddi sorunlarla karşı karşıya gelinecek. Aşısız ve aşısı eksik kişilerde Omicron’un daha az etkili geçirildiği yönünde bir bilgi oluştu ama bu yanlış. Elimizde böyle bir veri yok. Ben bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Aşılı ve daha önce virüsü geçirmiş kişilerde hafif geçiyor.”
“2 doz BioNTech olanlar bile korunmasız kalıyor”
Omicron varyantı diğer varyantlardan farklı. Prof. Dr. Unutmaz, antikorlardan kaçabilecek düzeyde mutasyonlar geliştirdiğini söylüyor.
“Omicron’un diğerler varyantlardan 2 önemli farkı var. Biri, antikorlardan kaçabilecek düzeyde mutasyonlar geliştirmesi. Yani, yüzeyindeki anahtar kısmını (proteinini) öyle bir noktaya getiriyor ki oraya bağlanacak ve virüsü durdurcak olan antikorlar artık tanınmamaya başlıyor. Bu nedenle, 2 doz BioNTech olanlar bile korunmasız kalıyor. Enfekte olabiliyorlar ama yine hafif geçiyor. Çünkü bağışıklıklarını sağlayan askerler virüsün ilerlemesini durduracak düzeye getiriyor. Bağışıklık ordusunun başka parçaları da hala çalışıyor ama virüsün içeri girmesini engelleyecek olan antikorlar yeterince çalışmıyor. Omicron’un İkinci farkı ise bazı mutasyonları sayesinde çok daha az virüs etkili şekilde hücre içine girebiliyor. Ve hızlı şekilde ürüyor. Mesela, ilk çıkan koronavirüste inkübasyon (virüsün vücuda girdikten sonra hasta etme süresi) seviyesi 5-6 günken, Delta’da 3-4 güne düştü. Omicron’da ise 2-3 güne geriledi. Yani az virüs olsa da etkisi büyük oluyor.”
“Omicron hiç beklemediğimiz bir varyant, sürpriz oldu”
Prof. Dr. Unutmaz'a göre Delta'dan sonra bu kadar bulaşıcı varyant sürpriz oldu. Salgının bundan sonraki seyrinde Omicron belirleyici olacak.
“Salgının geleceğini Omicron belirleyecek. Omicron hiç beklemediğimiz bir varyant, sürpriz oldu. Delta’dan daha fazla bulaşıcı bir varyantın çıkması az bir ihtimaldi ve daha bulaşıcı olan çıkmış oldu. Fakat, Omicron’un hızlı yayılma özelliği bir süre sonra enfekte edecek insan bulamamasına sebep olacak. Bu ne demek? Yani insanlar ya aşılarla ya da Omicron’la enfekte olduktan sonra bağışıklık kazanacak. Bunu da aşıyla yapmak lazım ki en az kayıpla bu büyük tsunamiyi atlatalım. Önümüzdeki 1-2 ay çok zor geçecek yani belki birkaç milyar insan enfekte olabilir ya da dünyanın yarısı da olabilir. Fakat bu sayede de sürü bağışıklığına ulaşılmış olacak. Umarım, en az hasarla atlatırız. Önümüzdeki aylar zor geçecek ama bence bahardan itibaren Omicron düşük noktalara gelecektir. Onun yerine başka varyant gelir mi bilmiyoruz. Öngörü yapmak zor ama bundan daha bulaşıcı bir varyantın çıkma olasılığı çok çok daha düşük ihtimal diyebiliriz.”
“Bu kışı atlatabilirsek artık tünelden çıkabileceğiz”
Prof. Unutmaz Omicron'un çocuklar arasında hızlı yayıldığını da belirterek kış aylarına işaret ediyor.
“5-11 yaş grubuna aşı yapılması gerekiyor. Aşılı olanlar Omicron’a karşı daha rahat olabilirler. Hafif geçirecekler. Ben, 2022’ye çok daha umutla bakıyorum. Bu kışı atlatabilirsek artık tünelden çıkabileceğimizi düşünüyorum.”
Grafik: Şeyma Özkaynak