Omicron ile ilgili veriler henüz yeterli değil
Dünyada ilk koronavirüs vakasının tespitinin üzerinden iki yıl geçti. O günden bu yana 275 milyonu aşkın kişi virüse yakalandı, 5 milyon 400 bine yakın kişi ise hayatını kaybetti. COVID-19 mutasyona uğrayarak tüm dünyada etkisini sürdürmeye devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Güney Afrika’da “Omicron” adı verilen yeni bir mutasyon daha tespit edildi. Hızla yayılmaya başlayan Omicron, dünyanın pek çok ülkesi gibi Türkiye’de de görüldü. Yeni mutasyon bazı iddiaları beraberinde getirdi. Kimileri Omicron varyantıyla birlikte virüsün artık etkisini yitireceğini söylerken kimileri tam tersini iddia ediyor. Uzmanlar, Omicron konusundaki verileri ve merak edilenleri TRT Haber'e anlattı.
Vaka özelliklerini bilmek gerekli
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın, yeni varyantla ilgili olarak, “Omicron varyantının seyri hakkında bugün için çok az veriye sahibiz. Kliniğinin daha hafif olduğu ya da daha bulaştırıcı, daha ölümcül veya daha az öldürücü olduğuna dair verileri, hızlıca değerlendirmek doğru değil” diyor.
Omicron varyantını tanımak için vakaların özelliklerini bilmenin önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Aydın, şöyle devam ediyor:
“Bu vakalar kaç yaşındalar, ek hastalıkları var mı, aşılılar mı, aşılı olmasına rağmen enfekte oldu da kliniği hafif mi seyrediyor? Tüm bunları veriler yayınlanınca göreceğiz. Şu an için sadece vakaları gören kişilerin tecrübelerini paylaşmasından elde edilen küçücük bilgilerle geniş yorum yapıyoruz. Biraz bekleyip görmek lazım. Örneğin Türkiye’deki vakaların dahi özelliklerini henüz bilmiyoruz.”
Omicron hakim varyant mı olacak?
Omicron varyantıyla ilgili genel kanaat daha bulaşıcı olduğu yönünde. Ancak pek çok bilinmeyen var. Prof. Dr. Aydın, “Özellikle konuyu izleyen ve vaka sayısı yüksek olan ülkelerden gelen ilk veriler, kısa bir zaman içerisinde hakim bir suş (Bir bakteri veya virüsün farklı alt türlerinin, aralarında genetik farklılıklar bulunan grupları) olacağı şeklinde… Eğer söylendiği gibi ölüm oranı düşük ve hızlı yayılan, hafif klinik yapan bir tablo ise çok endişelenmeyebiliriz” şeklinde konuşuyor. Prof. Dr. Aydın bu noktada bir konuya da açıklık getiriyor:
“Bu hızlı yayılacaksa da sürü bağışıklığına giderek dünyayı rahatlatıcı bir tabloya dönüşmesi söz konusu değil. Çünkü dünyanın belirli bir nüfusuna ulaşırken diğer bir nüfusu bağışık olmaktan çıkacak. Öyle olunca virüs dünyanın bir bölgesinde var olduğu için, mutasyona uğraması dünyayı tehdit etmesi devam edecek.”
“Hastalığın nasıl seyrettiği konusunda kesin veri yok”
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz da kesin yargıya varmak için erken olduğu görüşünde. Prof. Dr. Yavuz, görüşünü şöyle açıklıyor:
“Salgın bitiyor ya da salgın çok daha kötü olacak diyebilecek elimizde bir veri yok. Elimizdeki verilerin gösterdiği, bulaşıcılığının yüksek olduğu… Çünkü şu anda pik yaptığı Güney Afrika’da çok hızlı yükseldi. Hastalığın nasıl seyrettiği konusunda kesin veri yok. Güney Afrika’da hastaneye yatışların daha az olduğu görüldü. Ama bir taraftan da Güney Afrika aslında diğer piklerden çok fazla etkilenmiş; bu nedenle toplum bağışıklığı gelişmiş diyebiliriz. Dolayısıyla virüsle karşılaştıkları için Omicron onlarda daha hafif seyrediyor olabilir.”
Prof. Dr. Yavuz, Omicron varyantıyla ilgili önemli bir ayrıntıya da değiniyor:
“Diğer varyantlara göre aşılardan daha fazla kaçtığını biliyoruz. O nedenle üçüncü doz aşılar çok önemli hale geldi. Ancak elimizdeki veriler, kesin bir yargıya varmak için henüz yetersiz. Güney Afrika’da daha hafif gibi görünüyor ama bunun daha başka sebepleri olabilir. Bizde de aynı olacak mı sorusunun cevabı önümüzdeki bir-iki hafta içinde ortaya çıkabilir.”
Bulaşıcılığı daha fazla
Konuya ilişkin görüşlerine başvurduğumuz bir diğer isim ise Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı… Doç. Dr. Savaşçı, “Omicron, Delta varyantından 4 kat daha bulaşıcı. Kliniği daha ağır değil, bildirilen vakalar o şekilde. Ama sonuçta kişinin altta yatan bir hastalığı varsa akciğer tutulumu, Covid pnomönisi dediğimiz zatürreye sebep olup yine ağır seyrediyor. Vaka gelişen ülkelerde hastaneye yatış oranlarını, özelikle de mortalite oranlarını değerlendirmek lazım” diyor.
Önümüzdeki haftalar önemli
Omicron varyantının Türkiye’deki olası etkileri için önümüzdeki haftaları işaret eden Doç. Dr. Savaşçı, şöyle devam ediyor:
“O zaman biz de nasıl klinik etkileri oluyor gözlemlemiş olacağız. Önümüzdeki iki hafta daha belirleyici olacaktır vaka artışı oranlarında. Etkileri ülkemizde ve dünyada altı ay daha gidecektir. Virüsün gidişatına bakarak bahar aylarını beklemek lazım.”
Doç. Dr. Savaşçı, Omicron mutasyonuyla virüsün etkisini yitirip yitirmeyeceği tartışması konusunda temkinli konuşup aşı çağrısı yapıyor:
“Dünyada aşılanmada bir dengesizlik oldu. Afrika ülkeleri çok aşılanmadı. Çekya veya Gürcistan gibi ülkelerde aşı oranları düşük kaldı. Hala ülkemizde de aşının etkinliği konusunda çekinceleri olanlar var. Ama üçüncü doz aşıyı mutlaka olmak lazım.”