Kış aylarında vaka sayılarının artmasına karşı aşı uyarısı
Dünyayı alarma geçiren koronavirüs salgını hala sürüyor. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere vaka sayılarında artış yaşanıyor. Yeni ortaya çıkan Omicron varyantıyla endişeler daha da arttı. Dünya yeniden adım adım kapanmaya doğru gidiyor.
Türkiye’de de alınan tedbirlere ve aşılama çalışmalarına rağmen salgın etkisini kaybetmedi. Her gün 20 bini aşkın yeni vaka tespit ediliyor. Ortalama 200 kişi hayatını kaybediyor. Peki, içinde bulunduğumuz kış aylarında bizi nasıl bir tablo bekliyor? Olası vaka artışlarının önüne geçmek için bireysel olarak ne yapabiliriz?
“Toplumsal duyarlılık azaldı”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Asan, kış aylarında koronavirüs vakalarında artış beklendiğini söylüyor. Sebebini ise şöyle açıklıyor:
“Çünkü insanlar kapalı bir ortamda toplu şekilde daha sık bir arada bulunuyor. Özellikle kapalı mekanlarda gerçekten maske ve mesafeye dikkat etmeden, salgın yokmuş gibi davranıldığını gözlemliyorum. Toplumsal duyarlılık azaldığı için doğal olarak hastalık artacaktır. Tüm solunum yolu virüslerinde olduğu gibi COVID-19’da da artış bekleniyor.”
Kapalı ortamlarda mesafe korunmalı
Kapalı mekanlarda mesafeyi korumanın önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Ali Asan, bu konuda alınması gereken tedbirlere dikkat çekiyor:
“Restoran gibi yerlerde 1,5 metreden daha yakın bir mesafede masa olmaması gerekiyor... Mekanlar ortam bulaşını en aza indirgeyecek şekilde organize edilmeli. Evde de olsa yine bu mesafeyi korumak, kalabalık olmamak lazım. 1,5-2 metre mesafeyi korursak en azından bulaş riskini azaltırız. Yine kapalı ortamlarda buluşulduğunda ortamı havalandırmaya da dikkat etmek gerekiyor. Aslında evde ve kapalı ortamlarda buluşmayı mümkün olduğunca azaltmak lazım. Ama insan sosyal bir varlık olduğu için sanırım bunu engelleyemiyor.”
Aşı mutasyonu da önlüyor
Salgından çıkış yolu olarak görülen aşıya da değinen Doç. Dr. Asan, “Aşılama, ülkemiz açısından söyleyecek olursak halen istenilen seviyede değil. Oysaki aşı, kişinin kendini korumasının yanında yeni mutanların ortaya çıkmaması için de çok önemli. Mesela yeni mutant nedeniyle bazı ülkelere seyahat kısıtlamaları getirildi. Bunu aşmanın en önemli yolu aslında aşılama yapmak… Toplumda COVID-19’a duyarlı birey sayısı azalırsa yeni virüsler de ortaya çıkmaz. Aşının etkinliği daha da devam eder” diyor.
Doç. Dr. Asan, halen aşı yaptırmayan ya da aşılarını tamamlamayanlara da sesleniyor:
“Toplumun yüzde 75-80’i aşılandığında salgın bitme noktasına gelir. Aşılama o yüzden çok önemli. Tek doz aşı olanların mutlaka ikinci dozunu yaptırması lazım. Hiç aşı olmayanların hızlıca aşılamaya gitmesi lazım. Aşısız grup olası varyantlar açısından da bir kaynak oluşturuyor.”
Doç. Dr. Asan, COVID-19 aşılarının etkisinin ömür boyu olmadığını vurguluyor ve devam ediyor:
“Tüm dünya şu an ‘çift doz yapılsa da 6-9 ay sonrasında bir daha yapalım mı?’ konusunu tartışıyor aslında. Aşının süresi 6 ayı geçince bağışıklık azalmaya başlıyor.”
COVID-19 mu grip mi?
Kış aylarında COVID-19’un yanı sıra grip vakalarında da artış yaşanması bekleniyor. Doç. Dr. Asal, “Geçtiğimiz yıl grip çok azdı. Toplumsal olarak gribe duyarlılığımız azaldı. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de maskesiz, yakın temaslar artarsa COVID-19 gibi grip de yeniden bir tehdit haline gelebilir” ifadesini kullanıyor.
COVID-19’un ve gribin bulguları benzerlik gösteriyor. Bu da COVID-19’un yayılması açısından ciddi bir kafa karışıklığı yaratıyor. Grip olduğu düşüncesiyle test yaptırmaktan kaçınanlar, bilmeden hastalığı yakın çevrelerine yayabiliyor. Doç. Dr. Asal, “Ateş, burun akıntısı, boğaz ağrısı, öksürük, nefes darlığı gibi bulguları olanlar özellikle de aşısızsa, PCR testi yaptırmalı” önerisinde bulunuyor.