'Aşılamanın düşük olduğu illerde yoğun bakımlar neredeyse doldu'
Gençlerin aşı olması neden önemli? Vakaların yükselmesinde aşı olmayanların etkisi ne?
Soruların cevaplarını İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, TRT Haber canlı yayınında yanıtladı.
-Gençlerin aşı olması neden önemli?
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) August 6, 2021
-Vakaların yükselmesinde aşı olmayanların etkisi ne?
Koronavirüsle mücadelede aşılamanın önemiyle ilgili merak edilen soruları Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, @trthaber'de yanıtladı. pic.twitter.com/AU4infRjV9
Şener, hastaneye yatması gerekecek kadar ağır tablosu olanların, yoğun bakımda yatarak tedavi gereken grubun neredeyse tamamının ya tek aşılı, ya hiç aşısız ya da üçüncü doz aşısını olma fırsatını bulamamış olan 65 yaş üstü vatandaşların oluşturduğunu söyledi.
Şener, “Bu bize aşının koruyuculuğunun oldukça etkili olduğunu gösteriyor.” dedi.
“Aşılamanın yüksek olduğu yerlerde vaka sayıları daha düşük”
Aşılamanın yüksek olduğu yerlerde vaka sayılarının daha düşük seyrettiğini söyleyen Şener, aşılamanın düşük seyrettiği Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yoğun bakımların neredeyse tamamen dolduğunu vurguladı:
“Sağlık Bakanlığının paylaştığı haritalara da baktığımız zaman çok net bir şekilde görüyoruz ki Türkiye genelinde aşılama oranı yüzde 70’in üstünde olan popülasyonda tek doz aşılanmış bile olsalar illerde -İzmir bunlardan bir tanesi- diğer illere göre baktığınız zaman vaka sayılarının daha düşük olduğunu görüyoruz. Kıyaslamak gerekirse Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yoğun bakımlarda neredeyse yer kalmayacak boyuta ilerlemiş pozisyonda.”
“25-40 yaş arasında yoğun bakım yatışında kümelenme var”
Şener, yoğun bakımlara yatışlardaki yaş aralığına da dikkat çekti, aşılanmayan gençlerin risk altında olduğunu söyledi:
“Daha önceki salgınlardaki gördüğümüzden daha farklı, hasta kümelemelerinden, dalgalarından farklı olarak da 25 ile 40 yaş arasında yoğun bakım yatışlarında kümelenme olduğunu biliyoruz. Bu da reel olarak daha önceki deneyimlerimizi destekliyor. Daha önceki deneyimlerimizde aşılanmamış popülasyonda ileri yaş grubunda yoğun bakım yatışı görürken, bu kez yaş grubundan bağımsız olarak aşılanmamışların daha belirgin olarak yoğun bakıma yatma gereği duyacak düzeyde akciğerde yaygın iltihabın gerçekleştiğini görüyoruz. Bu hem bizim için yönetimi zor bir süreç hem de vatandaşlarımız açısından tedirginlik yaratacak bir süreç.”
“'Gencim bana bir şey olmaz' demeyin”
“Sokaktaki vatandaşın özellikle aşıyla ilgili bekleme sürecini söylerken ki argümanları şuydu: ‘Gencim ben, herhangi bir hastalığım yok, sigara, alkol tüketmiyorum. Korona gelse kısa dönemde atlatırım’ düşüncesi vardı. Ne yazık ki bunun gerçek olmadığını sahadan rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Zaten dünya verileri de bu doğrultuda.”
“Gençler artık hastalığı daha ağır geçiriyor”
Delta varyantının klasik koronavirüsten farklı olduğunu söyleyen Şener, gençlerin artık hastalığı daha ağır geçirdiğini vurguladı:
“Özellikle genç hastalarda bu dönemdeki varyant virüs enfeksiyonlarının akciğerde daha yaygın olduğunu, yani virüsün lokalize değil daha yaygın tutunduğunu görüyoruz. Daha yaygın olması şu demek. Aslında akciğerin havalanmasıyla ilgili ciddi problem oluşuyor. Hasta hızlı şekilde solunum cihazına bağlanma gereksinimi duyuyor. Hastalığın solunum cihazına bağlandıktan sonraki yönetimi daha zor. Buradan da çıkış süreci daha nadir oluyor.”
{ilgili-haber-600280}
Vaka sayısının artışında aşı olmayanların etkisi var mı?
Şener’e göre vaka sayılarındaki artışta aşı olmayanların ciddi bir etkisi var:
“Aşı olmayan popülasyonumuz çok yavaş eriyor. Bizim günlük 1-1,5 milyon doz civarında aşı yapma kapasitemiz var. Birinci doz sayıları bir dönem 100 binlerde çok nadir 300 binlere çıktı. Biz aslında bir defada 1,5 milyon aşı yapabilecek altyapıya sahipken, tedarik zincirinde de herhangi bir sorun yaşanmamışken halihazırda vatandaşlarımızın birinci doz olmak için neyi beklediklerini çok anlamış değilim.”
“İlk aşınız çöpe gitmesin”
Şener, aşılama sürecinde devamlılığa dikkati çekti, ikinci ve üçüncü doz aşıların çok önemli olduğunu vurguladı:
“Ne yazık ki yoğun bakımda aşılı olarak yatan bir hasta grubu da 65 yaş üstünde olup 3. doz aşılamasının vakti gelip aşı olmamış olanlar. Bir diğer önemli grup tek doz aşılı grup. Bunların ciddi bir kesimi 2 doz zamanı çok aylar önce geçmiş. Bazı vatandaşlar şöyle yapmış. Tek doz aşısını olmuş, aradan 3-4 ay geçmiş hiçbir şekilde birinci ay içerisinde olacağı aşısını olmamış. İlk dozunuzu olduktan sonra mutlaka 1 ay içerisinde 2. aşınızı olmanızı lazım. Tek doz aşı aslında hiç aşı olmamışız gibidir. Bağışıklığı yapılacak olan grupta ilk doz aşılama dediğimiz şey çift doz aşıdır aslında. Çift doz aşıyı olma zamanını geçirecek olursanız aslında olduğunuz ilk dozun da hiçbir anlamı kalmıyor. Bunu geçirdiğiniz zaman, bu süreci atlattığınız zaman aslında aşılama takvimini tekrar başa almak gerekiyor. Ne yazık ki ilk olduğunuz aşı da çöpe gitmiş gibi oluyor. Bu da bir milli servet.”
{asi-haritasi}