Aşılanan yetişkinler çocukları da koruyor
COVID-19’da son aylarda Delta varyantı hakim olmaya başladı. Bu varyantın şimdiye kadarki en bulaşıcı virüs türü olduğu ve daha hızlı yayılım gösterdiği ifade ediliyor.
Bir ay önce COVID-19 vakalarının sadece yüzde 30’u Delta varyantı kaynaklıydı. Bu oran artık yüzde 80’lerle ifade ediliyor. Özellikle aşılanmamış kişiler arasında kolayca yayılan bu varyant, çocuklu aileleri endişelendiriyor. Çünkü çocuklarla ilgili aşı çalışmaları halen devam ediyor.
Delta varyantının çocuklar üzerindeki etkilerini Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu TRT Haber’e anlattı.
Delta, çocuklar aşısız olduğu için risk yaratıyor
Prof. Dr. Hatipoğlu, sözlerine Delta varyantının yüzde 70 daha bulaşıcı olduğunu hatırlatarak başlıyor:
“Delta varyantının bu hızlı bulaşıcılığı endişe verici. Ancak aileler panik yapmamalı. Delta varyantı, aşısız olan çocuklarımız için yüksek risk oluşturmakla beraber 'Alfa' türünden daha kötü olmayacağı beklentisi içindeyiz. Bu varyanta bağlı olarak şimdiye kadar çocuklarda enfeksiyon hafif seyrediyor.”
Delta varyantının çocuklar üzerindeki etkisini, “Çocuklarda Delta varyantı soğuk algınlığı gibi hafif bir rahatsızlıktan, zatürre gibi çok ağıra giden farklı durumlar yapabiliyor” sözleri ile anlatıyor Prof. Dr. Hatipoğlu. Sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bugüne kadar elde edilen kanıtlar, çocukların çok azının COVID-19 enfeksiyonuna bağlı ciddi semptomlar geliştirdiğini gösteriyor. Dünyadaki veriler üzerinden değerlendirdiğimizde, çocuklar için yoğun bakıma kabul oranı 100 binde 1,5. Bu oran yetişkinlerde ise 100 binde 42,5.”
“Aşıdan başka çıkış yolumuz yok”
Tüm dünyada çocuklar için COVID-19’a yönelik aşı çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu, “O zamana dek maske takılması, sosyal mesafe kurallarına uyulması ve hijyene dikkat edilmesi gibi koruyucu önlemler sıkı bir şekilde devam etmeli” uyarısı yapıyor.
Aşı, şu an için COVID-19’dan kurtulmanın tek çaresi. Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu çok önemli bir hatırlatma yaparak, “Her yaş grubu hızla aşılandığı takdirde toplumsal bağışıklık kazanılacak” diyor. Aşının, tek çıkış yolu olduğunu vurguluyor:
“Aşıdan başka bir çıkış yolumuz yok. Yapılan bir çalışma, yetişkinler arasında aşılama oranındaki her 20 puanlık artışın, çocuklarda enfeksiyon riskini yarı yarıya azalttığını gösteriyor. Bu sonuçlar, yetişkinlerin aşılanmasının kendileri kadar, çocukları için de ne kadar önemli olduğunu açık bir şekilde gösteriyor.”
Dünyanın bazı ülkelerinde 12-18 yaş arası çocuklara koronavirüs aşısı uygulanıyor. Ancak ülkelerin büyük çoğunluğu bu noktada daha ayrıntılı klinik deneylerin tamamlanmasından yana:
“12 yaş için kış ortalarına kadar aşı uygulamasının hazır olması bekleniyor. Çocuklarda COVID-19 aşısı klinik denemelerinin temel hedeflerinden biri, her yaş grubu için aşının uygun dozunu belirlemek olacak. Çocuklarda kullanılmaya başlanan üç aşının da (Pfizer/Biontech, Moderna ve Johnson& Johnson) delta varyantına karşı etkili olduğu bulundu.”
{ilgili-haber-599334}
“Çocuklarımızı riske sokmamalıyız”
Yaz dönemiyle birlikte oluşan yoğun kalabalıklar; seyahat ve tatil gibi hareketler COVID-19 vakalarında artış yaşanmasına sebep oldu. Vaka sayılarının daha fazla artmaması, dolayısıyla çocukların da risk altına girmemesi için herkese önemli sorumluluklar düşüyor. Bu, çocukların sağlığı kadar, geleceği için de önemli. Prof. Dr. Hatipoğlu, “Önümüzdeki eylül ayında okulların açılacak olması, bu pandemiyi özellikle de çocuklarımız için mutlaka kontrol altına almamız gerektiği konusunu önümüze getiriyor” şeklinde konuşuyor.
Hatipoğlu, çocuklu ailelere şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Tam açılma ile beraber özellikle çocuklu ailelerin kalabalıklara karışırken dikkatli olmaları gerekiyor. Çocuklarımızın zihinsel, sosyal ve sağlık ihtiyaçlarını desteklerken, dikkatsizce davranarak Delta varyantına karşı çocuklarımızı riske sokmamalıyız. 1,5 yıldır süren pandemi çocuklarımızda maalesef korku ve paniğe neden oldu. Uzun süren pandemiden çok şeyler öğrendik. Maske, mesafe ve hijyene uyum yanında ebeveynlerin aşılanmasının tamamlanması, çocuklarımızın risklerini azaltacaktır. Tam aşılanma, hastalığın ağır geçirilmesini önleyerek çocuklarımızı da dolaylı olarak koruyacaktır.”