Prof. Dr. Gerek: Aşı bulunmuş olsa dahi enfeksiyonla birlikte yaşayacağız
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Gerek, yeni tip koronavirüs vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendirdi.
Vakaların artmasının arzu edilmeyen bir tablo olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gerek, "Normalleşmeyle birlikte bazı tedbirlere uyum noktasında sıkıntı yaşadık. Özellikle büyükşehirlerden Anadolu’daki kasabalara doğru olan hareketlilikte, tedbirlere yeterli özeni göstermedik. Maske takmaya gerekli özeni göstermedik. Bu hastalığın bulaşmasına, dolayısıyla yayılmasına neden oldu. Sayılardaki artmayı da temelde buna bağlamak mümkün. Eğer bu noktada biraz tedbirli davranmış olsaydık, elde ettiğimiz o başarıyı daha da artırarak sürdürebilirdik. Ağustos'ta en büyük beklentimiz mevcut rakamların 500 ve daha altına inmesi şeklindeydi ama maalesef bunu gerçekleştiremedik. Son zamanlarda rakamlar binin üzerine de çıkmaya başladı. Burada tek sevindirici nokta pnömoni (zatürre) hastaları ve entübe olan hastalarda bir miktar azalma var. Ölüm vakalarında bir miktar azalma var ama günlük hasta sayımızdaki artış, tedbirlerin önümüzdeki dönemde daha ciddi bir şekilde ele alınmasını gerekli kılıyor" diye konuştu.
"İnsanı çok ağır bir tabloyla karşı karşıya bırakabilir"
Prof. Dr. Mustafa Gerek, toplu taşıma araçları ile asansörlerde sosyal mesafeye uyulmayıp, maske takılmamasıyla ilgili de şöyle konuştu:
"Aslında bu kalabalık otobüse binen vatandaşlarımızın veya asansörlere kalabalık bir şekilde binen vatandaşlarımızın tehlikeyi kendileri için yarattıklarını bilmeleri gerekir. Yani bu tehlike başka birine ait değil, tamamıyla kendisini ilgilendiren bir tehlike. Vatandaşımız eğer kalabalık bir minibüse binmek durumunda kalıyorsa, burada yakın mesafe yani fiziki mesafenin ortadan kalkacağı ve daha önce devletimizin koyduğu tedbirlere uyulmayacağı için virüsün kendisine de bulaşabileceğini öncelikle bilmesi gerekir. Ondan dolayı tedbiri asla elden bırakmamaları gerekir. Çünkü koronavirüs bazı insanlarda düşük semptomlarda geçebiliyor ama bazı insanlarda bu kadar kolay geçmeyebiliyor. İnsanı çok ağır bir tabloyla karşı karşıya bırakabilir."
"Bu rakamların şu an artıyor olması zaten yeterince endişe verici"
Eylülde olası artan vaka sayılarıyla ilgili bir rakam vermenin şimdiden doğru olmayacağına dikkat çeken Gerek, "Bu rakamların şu an artıyor olması zaten yeterince endişe verici. Mevsim itibariyle bir kulak burun boğaz hekimi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; Eylül-Ekim-Kasım ayları, bizim gribal enfeksiyonların da görünmeye başladığı aylar olarak önemli. Gribal enfeksiyonların başlaması ile birlikte, vakaların artmış olacağını görmüş olabiliriz. Ama eğer ciddi tedbirler alırsak, özellikle vatandaşlarımız kendi üzerine düşen görevleri yerine getirirse, biz bu sonbahar ve kış dönemini, aşı bulunana kadar veya etkin bir tedavi yöntemine geçene kadar hiç olmazsa daha hafif şartlarda, bu enfeksiyon dönemini tamamlayabiliriz" dedi.
"Yine de bu enfeksiyonla biz aşı bulunmuş olsa dahi bir dönem birlikte yaşayacağız"
Prof. Dr. Gerek, aşıyla ilgili hem Türkiye'de hem de dünyada bir çok çalışmanın devam ettiğini belirterek, ümit verici haberlerin gelmeye başladığını kaydetti. Gerek, şunları ifade etti:
"Muhtemeldir ki kasım, aralık ayında etkin bir şekilde aşı üreten bazı firmalar bu ürünlerini kişilerin kullanımına sunacaklar. Ancak tabi dünya 8 milyar nüfusa sahip. Herkesin aşıya aynı dönemde ulaşması pek mümkün değil. Dünyada son bir hasta kalana kadar bu virüsle mücadele devam edecek. Dolayısıyla bu uzun soluklu bir mücadele. Aşının bulunması, bulunduktan sonra herkese ulaşabilmesi zaman alacak, üretim zaman alacak. Yine de bu enfeksiyonla biz aşı bulunmuş olsa dahi bir dönem birlikte yaşayacağız. Belki hep beraber yaşayacağız, onu bilmiyoruz. Bu dünyadan virüs kaybolacak mı kaybolmayacak mı henüz bu konuda bir fikrimiz yok. Ama diğer önceki koronavirüsün benzer enfeksiyonlarında olduğu gibi belki aramızda bulunmaya devam edecek ama daha kolay tedavi edebilecek durumda olacağız."