Çocuklara sokağa çıkma kısıtlamasının tedbir olduğu söylenmeli
Türkiye koronavirüsle mücadele konusunda kapsamlı tedbirler aldı. Bu tedbirlerin çocuklarla ilgili kısmı son derece önemli. 13 Mart’ta okullar kapatılarak uzaktan eğitim modeline geçildi. 4 Nisan’dan itibaren ise 20 yaş altındakilerin sokağa çıkması kısıtlandı.
Bugün hastalıkla mücadelede çok iyi bir noktaya gelinse de alınan önlemler titizlikle uygulanmaya devam ediyor. Uzayan süreç ise zaman zaman çocukların sıkılmasına neden oluyor. Bu noktada ailelerin çocuklara, içinden geçilen süreci doğru anlatması büyük önem taşıyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İbrahim Adak, ailelerin bu konuda izlemesi gereken yolu TRT Haber’e anlattı.
Uygun bir dille izah edilmeli
“Sokağa çıkma kısıtlaması çocukları tüm vakitlerini evde geçirmeye mecbur eden, daha önce hiç tecrübe etmedikleri olağanüstü bir durum. Bu nedenle yaşanan sürecin çocuklara çok farklı ve zor gelmesi olağan. Çocukların bu duruma adaptasyonunu sağlamak için öncelikle sokağa çıkma kısıtlamasının ne olduğu, neden yapıldığı ve bu süreçte ne gibi kazanımlar sağlanacağı uygun bir dille izah edilmeli. Bunun geçici bir süre devam edeceği, her şey düzelince yaşantılarının eskisi gibi süreceği söylenmeli. Sıkılıp üzülen çocuklara destek olmak, onları dinlemek, konuşmak, evde birlikte çeşitli aktiviteler yaparak keyifli zaman geçirmek hem sıkıntılarını azaltır hem de sürece uyumlarını kolaylaştırır.”
Tedbirlere uymanın önemi anlatılmalı
“Çocuklara salgın nedeni ile zor bir dönemden geçildiğini ancak devletimizin bizleri hastalıktan korumak için geçici bir süre uygulanmak üzere çeşitli tedbirler aldığını anlatmalıyız. Bu tedbirlerden en önemli ve etkin olanlardan birinin de belirli süreler için geçerli olan sokağa çıkma kısıtlaması olduğunu söylemeliyiz. Bu şekilde insanların birbirleri ile temasının azaltılarak, hastalığın yayılmasını engellemenin amaçlandığını ve hep beraber bu tedbirlere özenli bir şekilde uyarsak hastalığı yeneceğimizi izah etmeliyiz. Tüm bunları bilmek, çocukların sokağa çıkma kısıtlamasını zihinlerinde daha kolay anlamlandırabilmelerini sağlar."
Çocukların soruları cevapsız bırakılmamalı
“Her çocuğun kaygı düzeyi ve stresle baş etme becerisi birbirinden farklıdır. Salgınla ilgili haber ve görüntüler kimi çocukların kaygısını ciddi düzeyde artırmaz kimininkini arttırabilir. Çocuklarda kaygıyı en çok artırabilecek şeylerden biri belirsizlik... Bu olduğunda çocuklar zihinlerini en kötü senaryolarla doldurabiliyor. Hiçbir şey yokmuş gibi davranmak, onları yeterince dinlememek, mevcut durum ve riskler konusunda bilgilendirmemek çocukların kaygılarını artırıyor. Bu nedenle çocukları dinlemeli, yaşlarına ve psikososyal gelişimlerine uygun bir biçimde sorularına cevap verilmeli.”
Haberlerde gördükleri doğru açıklanmalı
“Çocukların haber izleme süresini sınırlı tutmak, korkabilecekleri görüntüler içeren video ve görsellere maruz kalmalarını engellemek gerekiyor. Böyle görüntülerle karşılaştıklarında, salgınla mücadele etmek amacı ile herkesin elinden geleni yaptığı, COVID-19 salgınından etkilenen insanlara yardım eden pek çok kişi olduğu anlatılmalı. Böylece kendilerini güvende hissetmeleri ve tedirginliklerinin azalması sağlanır.”
Uzaktan eğitimin geçici olduğu hatırlatılmalı
“Uzaktan eğitim sistemi çocukların bilmediği, daha önce tecrübe etmedikleri yepyeni bir sistem. Zaman zaman bu durumun geçici bir süreç olduğu hatırlatılmalı. Salgın sıkıntısı ortadan kalktıktan sonra eğitimlerine eskiden olduğu gibi okullarında devam edecekleri söylenmeli. Çocuklara bu dönemin bir okul tatili olmadığı, evden yapılan uzaktan eğitimin okulda yapılandan farklı olmadığını anlatmak da önemli. Çocuklar rutini sever. Bu nedenle, uzaktan eğitim aldıkları günler, aynen okula gittikleri günler gibi programlanmalı. Eğitimin olmadığı günlerde ise hafta sonu gibi davranılmalı. Eğitimden arta kalan zamanlarda çocukların keyifli zaman geçirebilecekleri faaliyetler planlanmalı. Ailece oyun oynamak, resim yapmak, kitap okumak, sohbet etmek, film seyretmek, egzersiz yapmak ve mutfakta yiyecekler hazırlamak gibi aktiviteler çocukların kaygıdan uzaklaşmasına yardımcı oluyor.”